Ziya Gökalp’in Küçük Mecmua Devresi
Bitlis Eren Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Bitlis Türkiye https://ror.org/00mm4ys28
Özet
Osmanlı-Türk siyasi düşünce tarihinin en önemli figürlerinden Ziya Gökalp, Millî Mücadele’nin uzun bir evresini Diyarbakır’da geçirir. 29 Mayıs 1919’dan 30 Nisan 1921’e kadar sürgün yaşadığı Malta’dan döndükten sonra kısa bir süre Ankara’da görev yapıp Diyarbakır’a geçer. Hakkındaki soruşturmalar ve ailevi nedenlerle çok defa ayrılıp döndüğü Diyarbakır’da bulunduğu farklı dönemlerde önemli roller üstlenen Gökalp’in hayatında bu şehrin ata yurdu olmaktan öte bir yeri olduğu görülür. Hayata dair ilk izlenimlerini ve dünya görüşünü oluşturduğu gençlik yıllarından başlayarak, Diyarbakır’da otorite boşluğundan faydalanarak halkı huzursuz eden zorbalarla ve bunlara destek olan yönetimle mücadele eder. 1909’da Selanik’te düzenlenen İttihat ve Terakki’nin ikinci büyük kongresine Diyarbakır delegesi olarak katılır ve 1910’da Diyarbakır Vilayeti Maarif Müfettişliği’ne atanır, aynı yıl içinde yine Selanik’te yapılan İttihat ve Terakki’nin üçüncü kongresine Diyarbakır delegesi olarak katılarak Merkez-i Umumi Azalığı’na seçilir. I. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele’ye sahne olan on yıllık bir sürenin ardından son defa döndüğü Diyarbakır’daki mesaisini kültürel ve siyasal çalışmalara ayırır. Gençleri ve eğitimcileri şehirdeki kültürel ve folklorik malzemeyi toplamaları için organize eder; siyasi toplantılar düzenler. Şehir halkını aydınlatmak için Gece Dersleri’yle işe başlayan Gökalp, düşüncelerini yurt çapında duyurmak için Küçük Mecmua adlı haftalık dergiyi çıkarır. Pek çok halk masalını, inanışı ve türküyü ilk defa bu dergide yayımlar. Dergide çıkan yazılarıyla Anadolu insanını aydınlatma ve yeni kurulacak devletin bilim, kültür ve sanat politikalarını belirleme amacı güden Gökalp, başta Millî Mücadele olmak üzere okurlarını aktüaliteden güncel gelişmelere, felsefeden edebiyata, halk inanışlarından uluslararası siyasete pek çok farklı konuya değinir. Lozan öncesinde Dr. Rıza Nur’un ricası üzerine başladığı Kürt aşiretleri üzerindeki çalışmalarını tamamladıktan sonra Arap ve Türkmen aşiretlerini incelemeyi planladığı hâlde ömrü vefa etmeyen Gökalp, kurulacak yeni devletin sosyolojisini Diyarbakır örneğine dayandırır ve bu şehri bir deney laboratuvarı gibi ele alır. Eylül 1921-Mart 1923 arasını kapsayan Diyarbakır’daki bu son ikameti Gökalp’in edebî ve düşünsel bakımından en verimli dönemlerinden biridir. İki yıldan kısa süren Küçük Mecmua mesaisinin ardından tekrar Ankara’ya dönen Gökalp, 1923 yılı içinde yayımlanan Türk Töresi, Altın Işık, Doğru Yol, Hâkimiyet-i Milliye ve Umdelerinin Tasnif, Tahlil ve Tefsiri adlı eserlerinde ürettiği kavram ve düşüncelerinin büyük kısmını ilk defa bu derginin sayfalarında okurlarıyla paylaşır. Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak’taki (1918) Turancı görüşlerini geride bırakarak en önemli eserleri arasında görülen Türkçülüğün Esasları (1923) ve Türk Medeniyet Tarihi’ndeki (1925) tarih anlayışı ve özellikle Türkçülük düşüncesi üzerinde duran Gökalp’in zihinsel evriminin geldiği son noktayı imlemesi ve onun fikir hayatının gelişiminin anlaşılması bakımından Küçük Mecmua’yı hemen tek başına çıkardığı devrenin titizlikle incelenmesi gerekir.
Atıf: Yiğitler, Şener Şükrü (2025). “Ziya Gökalp’in Küçük Mecmua Devresi”, Erdem, Aralık, Sayı:89, s. 277-303

