Hürriyet GÖKDAYI

MEÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü / MERSİN

Anahtar Kelimeler: Türkiye Türkçesi,dil kullanımı,popüler dil tartışmaları,doğru,yanlış

Özet

Bu yazıda, Türkiye'deki popüler dil tartışmalarında, dil kullanımının çoğunlukla doğru/yanlış karşıtlığında değerlendirilmesi irdelenmiştir. Son dönemlerde artan bu tartışmalara katılanlar, genellikle yanlış olduğunu düşündükleri kullanımları bulup derleyerek, onların doğrularını gösterme amacını gütmektedir. Sorunlu dil kullanımları değerlendirilirken, bazen kişisel görüşlere dayanılarak bazen de "Türkçede böyle bir şey yok!" denerek, bilimsellikten uzak bir şekilde, bir kullanımın yanlış olduğu söylenebilmektedir. Dilde bir sorunla karşılaşınca hemen doğru veya yanlış deme yerine, söz konusu kullanım dil bilgisel kurallar, toplumsal kabul edilebilirlik ve kurala dayalı bireysel yaratıcılık çerçevesinde değerlendirilmelidir. Ayrıca, popüler dil tartışmalarının amacı, sadece yanlışları bulup doğrularını göstermek değil, kişilerde dil bilincini yükseltmek olmalıdır.

1 Popüler dil tartışmaları sözüyle, dilin kullanılması üzerine çoğunlukla bilimsellik kaygısı gütmeyen, genel, yaygın, halkın ilgisini çeken ve hem dil uzmanları hem de alan dışından olup da dile özen gösteren araştırmacıların katıldığı tartışmalar kastedilmektedir.
2 Edebi eserlerde görülen ve önceden belirlenmiş dil kullanımı kurallarını ihlal eden biçimsel ve anlamsal sapmalar, dilin söz varlığını ve ifade şekillerini zenginleştirebildiğinden yazar, şair ve sanatçılara tanınan bir ayrıcalıktır.
3 Burada, konuyla ilgili bazı kitapların künyeleri verilmiştir. Bunların yanında, daha birçok gazete, dergi yazısı, radyo ve televizyon programı, genel ağdaki forum yazılarının varlığını da belirtmek gerekmektedir.
4 Bazı kitapların kaç kez basıldığı, dil tartışmalarını takip eden okuyucu sayısı hakkında bir fikir verebilir. Örneğin, Oktay Sinanoğlu’nun “Bir New York Rüyası Bye Bye Türkçe” kitabı 26. baskıya, Feyza Hepçilingirlerin “Türkçe Off” kitabı ise 24. baskıya ulaşmıştır.
5 Sorunlu sözcüklerin, sözcük gruplarının veya ifadelerin, genel ağdaki şekilleri, onların hangi yazımının daha yaygın olduğunu araştırırken bir fikir verebilir. Bu amaçla yapılan araştırmada, prefabrike sözcüğüne 59.000, prefabrik sözcüğüne ise 361.000 kez rastlanmaktadır. Bu sonuç, sözcüğün çoğunlukla prefabrik şeklinde kullanıldığını göstermektedir (http://www.google.com. tr, 27.03.2007).
6 Dille ve dil kullanımıyla ilgili hususlarda toplumsal uzlaşı için somut ölçüt, söz konusu birim, bütün ya da ifadenin dilde yer alması ve belirli bağlamda kullanıldığında bir işlev yerine getirmesidir. Söz gelimi, “ağaç” sözcüğü ile doğadaki ağaç bitkisi arasında mantıklı ve nedenli bir ilişki olmadığı halde, toplumsal uzlaşıyla /a/, /ğ/, /a/, /ç/ seslerinden oluşan bütün, odunsu bitkilerin genel adı olarak kabul edilmiştir (Kıran 2001:60; Saussure 1998:112-113).
7 Yine genel ağda yapılan kısa bir araştırma, bu bileşik fiilin 953.000 kez duş almak, 873.000 kez ise duş yapmak şeklinde metinlerde yer aldığını göstermektedir (http://www.google.com.tr, 25.03.2007). Ayrıca, duşun alınamayacağını sadece yapılabileceğini söyleyenler, Türkçede sigaranın içilmesine de karşı çıkmalıdır.
8 Türkiye Türkçesinde, “Kendine iyi bak,” “Kendine dikkat et” sözünden daha yaygın kullanılmaktadır. Yine, genel ağda yapılan bir araştırmada, “Kendine dikkat et” sözü metinlerde 31.500 kez bulunurken, “Kendine iyi bak” 327.000 kez yer almaktadır (http://www.google.com. tr, 20.03.2007).
9 Bu ifadeden, yeni olup da dil bilgisi kurallarına ve toplumsal kabul edilebilirlik ölçütlerine uymayan, yapısında, söylenişinde, yazımında, anlamında bir sorun bulunduran bütün kullanımların dile girmesine ses çıkarılmayacağı ve bu tür ögelerin hemen kullanılmaya başlanmasının savunulduğu anlaşılmamalıdır. Burada söylenmeye çalışılan, her şeyin sadece doğru/yanlış karşıtlığında değerlendirilmesinin dil kullanımını kısıtlayacağı ve bu sebeple, dilin insanların ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyebileceğidir.