Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun ‘Büyülü Dünya’sından ‘Büyük Türkiye Rüyası’na
Osman GÜNDÜZ
Atatürk Üniversitesi, Kâzım Karabekir Eğitim Fak. Türkçe Eğitimi Böl. Öğretim Üyesi / Erzurum
Anahtar Kelimeler: Mutafa Necati Sepetçioğlu,efsane,menkıbe,mitleşmiş efsane,derviş,veli,evliya
Özet
Efsaneler, toplumun genel belleğidir, kişiliğini ve kimliğini yansıtır. Ancak sebep sonuç ilişkisine dayalı tarih anlatısından farklıdır. Efsane anlatısında temel amaç, olağanüstü olayları nakletmek değil; derviş, veli, arif, eren ya da bilge adını verdiğimiz özel kişilerin yaşam serüvenleri çevresinde oluşan öykülerden ders çıkarmak ve alınması gereken bu dersleri belleklere kazımaktır. Nitekim söz konusu öyküler / efsaneler, Osmanlı coğrafyasında dilden dile söylenerek, gelişerek, farklı varyantlarıyla zenginleşerek bir yandan gönülleri fethettiler; bir yandan da birliğin, dirliğin ve ulus olma bilincinin uyanmasında önemli görevler üstlendiler. Sepetçioğlu bu mucizeyi gerçekleştiren efsaneleri bir folklor araştırmacısı olarak değil, bir öykücü gözüyle görmüş, düzenlemiş ve hatta kurgulamıştır.
1 Alıntılarda ve değerlendirmelerde Bir Büyülü Dünya ki, (Akran Yayıncılık İstanbul 1990) baskısı esas alındı.