Giriş
Osmanlı tarihinde Tanzimat’ı izleyen 1840 yılı, yeniliklerin uygulandığı yıl olmuş ve Tanzimat’ın öngördüğü şekilde başta Edirne olmak üzere, Hüdavendigar (Bursa), Ankara, Aydın, İzmir, Konya ve Sivas eyaletlerinde mal-mülk ve nüfus sayımı yapılmıştır (Çadırcı 1997: 190) yapılan bu sayımlara ilişkin defterler, literatürde emlak ve arazi ve hayvanat ve temettûât defterleri olarak bilinmektedir. Bu defterler sadece ekonomik niteliği yönüyle değil, etnik analizlere ait verileri kapsaması açısından da büyük önem taşımaktadır (Öztürk 2001: 180). Bu bağlamda araştırma kapsamına alınan bölgedeki Müslim ve gayrimüslim kesimlerin temettü sayımları incelenerek, bölgenin etnik yapısı hakkında önemli veriler elde edilebilecektir.
Kent tarihçiliği yapılırken aile monografilerinin önemi yadsınamaz. Bir kentin en önemli on ailesini saptayıp, bunları olabildiğince gerilere kadar izlemek, yani kent tarihi yazarken aile tarihlerine de yer vermek yapılacak genel tarih çalışmalarına önemli bir alt yapı oluşturacaktır (Tunçay 1994: 26). Bu bağlamda yapılan bu çalışmanın amacı da Batı Karadeniz’de bulunan bu iki bölgenin aile tarihlerine küçük de olsa bir katkı yapmaktır.
Araştırmamızın temel kaynağını 19. yüzyıl Düzce ve Akçakoca’sına ait temettûât defterleri oluşturmaktadır.
Akçakoca temettuuat defterleri içerisinde Akkaya Divanı, Arabacılar Divanı, Dadalı Divanı, Eftuni Divanı, Fakıllı Divanı, Karkın der tabi-i Kıramca Kilise, Kerameddin Divanı Hacı Yusuflar Mahallesi, Kerameddin Divanı Kabakçılar Mahallesi, Kerameddin Divanı Yukarı Mahalle, Kerameddin Divanına tabi Koçköy köyü, Kerameddin Mahallesi’nden Aşağı Mahalle, Kerameddin Mahallesi’ne tabi Kabaklı Köyü ve Tahirli Divanı’na ait defterler tespit edilmiştir.1
Düzce temettuuat defterlerinde ise Akpınar Divanı, Bakraz Divanı, Bakraz Divanı Mıcırlı Köyü, Bakraza Tabi Akçaşehir (Köyü), Bataklı Divanı, Câlûr Divanı, Darıyeri Divanı, Efteni Bey Divanı, Efteni İmamlar Divanı, Eğerciler Divanı, Karapınar Divanı, Karye-i Akçalar Tabi-i Divan-ı Eğerciler, Karye-i Câlur Tabi-i Metekler, Karye-i Keydâni Tabi-i Aşağı Milan Divanı, Karye-i Merhem Tabi-i Divan-ı Eğerciler ve Şeyh Bezenli Aşireti-Ekrad Taifesi’ne ait temettûât defterleri tespit edilmiştir.2
İlgili defterlerde gayrimüslim sayımına ilişkin herhangi bir veri vesikalara yansımamıştır. Defterler sadece Müslüman haneleri içermektedir. Ancak Düzce temettûât defterleri Müslüman haneler yanında, Müslüman Kıptîler ve Ekrâd gruplarından meydana gelen Şeyh Bezenli Aşireti ile ilgili verileri ayrıca tasnif etmiştir.
I. Düzce ve Akçakoca’da Kullanılan Aile Adları
1. Meslek Adları
1.1. Düzce’de Meslek Adları
Yapılan araştırmada insanların şöhretleri ile ilgili isimlendirmelerde meslek adlarının önemli bir yer tuttuğu tespit edilmiştir. Nitekim Düzce’de kullanılan olası meslekî statülere göre adlandırılmış aile adları şu şekilde sıralanabilir: Düzce’de kullanılanlar: Abdullah Alemdar (Bey)oğlu, Alamcı (Alemci) oğlu, Ali Beşeoğlu, Ali Kalfaoğlu, Ali Yazıcıoğlu, Arabacıoğlu, Ayvaz (Uşak) oğlu, Bacacıoğlu, Bakkaloğlu, Bargircioğlu, Barudoğlu, Berberoğlu, Bıçakcıoğlu, Boğumcu Hüseyin, Boğumcu Osmanoğlu, Boyacıoğlu, Cincioğlu, Cobcuoğlu damadı, Çırakoğlu, Çobanoğlu, Çorabcıoğlu, Darıcıoğlu, Debbağoğlu, Değirmencioğlu, Dellaloğlu, Eşcioğlu, Etmekçioğlu, Ezancıoğlu, Gemicioğlu, Hacı Beşeoğlu, Hacı Çavuşoğlu, Hacı Hatiboğlu, Hacı İmamoğlu, Hatiboğlu, Haznedaroğlu, Helvacıoğlu, Îneci (Eyneci)oğlu, Kabakçıoğlu, Kadı Mustafaoğlu, Kadıoğlu, Kadı Ömeroğlu, Kahveci Ali, Kahvecioğlu, Kahveci Osmanoğlu, Kalaycıoğlu, Kalemoğlu, Kalyoncuoğlu, Kamancıoğlu, Kara Kethüdaoğlu, Katırcı Mustafaoğlu, Kavalcıoğlu, Kaymakçıoğlu, Kaymakoğlu, Kazazoğlu, Kerhanecioğlu, Kethüdaoğlu, Kilcioğlu, Köşkeroğlu, Kuşçuoğlu, Kutucuoğlu, Malakcıoğlu, Mancarcıoğlu, Mesencioğlu, Mollaoğlu, Müezzinoğlu, Nalbandoğlu, Ömer Kethüdaoğlu, Pehlivanoğlu, Saraçoğlu, Sipahioğlu, Sokakçıoğlu, Sürücüoğlu, Şanakçı (Çanakçı)oğlu, Teknecioğlu, Tellioğlu, Zaimoğlu, Zenbilcioğlu vs. (bk. Tablo : 1-5).
Meslek adları içerisinde bazı ailelerin sülale adı ile ilgili meslekler icra ettiği görülmüştür. Bıçakçıoğlu sülalesi Demirci, Kabakçıoğlu ve Mancarcı (Lahana)oğlu sülaleleri erbâb-ı ziraat, Nalbantoğlu sülalesinin ise bir kısmı erbâb-ı ziraat (çiftçi) bir kısmı da kereste taşıyıcısı ve arabacı olarak tanımlanmıştır. Meslekî adlar içerisinde Bıçakcıoğlu, Darıcıoğlu, Kadıoğlu, Nalbandoğlu (Nalbantoğlu köyü ve civarında ikamet etmekte olup, köyde Nalbant Dede Türbesi bulunmaktadır), Sürücüoğlu (Aydınpınar Caddesi ve civarında ikamet etmekte), Kaşıkoğlu (Çilimli ve Cumayeri ilçelerinde ikamet etmekte), (Ali) Yazıcıoğlu (Gölyaka bölgesi civarında ikamet etmekte), Kalyoncuoğlu (Beçi Yörükler köyü ve civarında ikamet etmekte), Kuşçuoğlu ve Gemicioğlu (Yahyalar köyü ve civarında ikamet etmekte) ve Zâimoğlu (Kaynaşlı ilçesi ve civarında ikamet etmekte) aile adları halen Düzce ve ilçelerinde yaşamaktadır.
1.2. Akçakoca’da Meslek Kökenli Adlar
Akçakoca’da kullanılan meslekî aile adları şu şekilde sıralanabilir: Ahmed Kethüdaoğlu, Alabey (muhtemelen Alaybeyoğlu), Alemdaroğlu, Ali Kethüdaoğlu, Ali Reisoğlu, Arabacıoğlu, Aşçıoğlu, Ayucı Ahmedoğlu, Badanacıoğlu yetimi, Behlivan (Pehlivan )oğlu, Berber (Hacı) Ahmedoğlu, Berber İsmailoğlu, Berber Küçük Mustafaoğlu, Berberoğlu, Bostancıoğlu, Çavuşoğlu, Çubukcuoğlu, Davut Kethüda, Değirmencioğlu, Demirci Osman Usta bin Ahmed, Duhancı Hacı Osman Ağaoğlu, Duhancı İsa Ağaoğlu, Duhancı Ömer Ağaoğlu, Duhancı Ömeroğlu, Durdu Kethüdaoğlu, Dülger Mustafaoğlu, Eskicioğlu, Etmekçioğlu, Gemi Ağasıoğlu, Genç Reisoğlu, Hace’ninoğlu, Hacı Alemdaroğlu, Hacı Yazıcıoğlu, Hancıoğlu, Hasan Alemdaroğlu, Hasan Beşeoğlu, Hatiboğlu, Helvacıoğlu, İmamoğlu, İsa Beşeoğlu, İskembeci (adamın mesleği de iskenbecilik /iskemlecilik)oğlu, Kabıkcıoğlu, Kadı Beşeoğlu, Kadıoğlu, Kalyoncuoğlu, Kapudan Kırma İsa bin Osman, Karagözcü İsmail bin Ali, Kazazoğlu, Kethüdaoğlu, Kıllabcıoğlu, Lâvendoğlu, Mîrhûr (muhtemelen Mirahur)oğlu, Mustafa Beşeoğlu, Mültezimoğlu, Onbaşıoğlu, Osman Beşeoğlu, Otuzbiroğlu, Pekmezcioğlu, Saraç İsaoğlu, Şehir Kethüdaoğlu, Terzioğlu, Tuzcuoğlu, Uncuoğlu ve Yahya Alemdaroğlu vs.dir.
Bu ailelerden Gemi Ağasıoğlu ailesi muhtemelen bugün Gemicibaşılar olarak, Berberoğlu ailesi Berberler olarak, Çubukçuoğlu ailesi ise Çubuklar olarak bilinen ailelerdir. Tuzcuoğlu ailesi ise hâlâ Tuzcuoğlu ailesi olarak bilinmektedir (Okan 1996: 52).
Akçakoca ile Düzce’deki meslekî adlar karşılaştırıldığında en dikkat çekici durum Düzce’de halkın çok önemli bir kısmının duhan (tütün) tarlası bulunurken duhancılık ile ilgili meslekî aile adlarının tamamının Akçakoca kazasında bulunmasıdır. Yine meslekî aile adları içerisinde Alemdar (savaşta bayrak taşıyan kişi), Beşe3 , kalyoncu, reis, kapudan, levend, gemi ağası, onbaşı, otuzbir, dülger (gemi marangozu), karagözcü4 gibi askerlik ve gemicilik mesleği ile ilgili adların çokluğudur. Bunun nedenini bölgenin deniz kıyısında bir kent olmasında aramak gerekir. Düzce ve Akçakoca kazalarının her ikisinde özellikle de Düzce’de “molla” 5 adı da meslekî ad olarak çok fazla kullanılmıştır (bk. Tablo 1-5 ve Tablo : 8-10).
2. Millet ve Yer Kökenli Adlar
2. 1. Düzce’de Millet ve Yer Kökenli Adlar
Anadolu topraklarına yönelik ilk göç hareketi 1785-1800 döneminde Balkanlar, Kafkasya ve Kırım’dan yapılmıştır. Gelen göçmenler devlet tarafından devlet ve vakıflara ait topraklara özellikle de ova tabanı ve kıyı bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Göçmenlerden bazıları sıtma vs. başka hastalıklar nedeni ile iç göç gerçekleştirmiştir. Bu göçmenlerden bir kısmı aralarında örgütlenmek suretiyle uygun yerlere yerleşip yeni köyler kurmuş bir kısmı da kentlerin ve kasabaların çevrelerine yerleşerek yeni mahalleler oluşturmuşlardır (Çavuşoğlu 2007: 123-128).
Düzce, Abdülmecid ve Abdülaziz zamanlarında Kafkasya’dan, Doğu Karadeniz’den, Doğu Anadolu’dan, Rumeli’den gelen göçmenlerle “Nuh’un Gemisi” bir başka ifade ile “Babil Kulesi”ne benzetilmiştir. Kazanın büyümesinde köylerin sayısı ve nüfusun artmasında göçmenler büyük rol oynamıştır. Hükûmet bu yeni halka ücretsiz tapu, toprak ve senedler (senet) vermiştir. Düzce’ye göç eden Türkler ; Çerkes, Abaza, Laz, Gürcü, Ordulu, Hemşinli, Batumlu, Hopalı, Tatar, Boşnak, Arnavud ve Bulgarsitanlı vs. gibi geldikleri yerlerin adları ile anılmışlardır (Konukçu 1984: 19).
Bugün farklı topluluklardan insanların bir arada yaşadığı Düzce’de 19. yüzyılın ilk yarısında Türk, Tatar, Kürt ve sayıları az olmakla beraber Laz, Gürcü, Boşnak, Abaza, Arab, Arnavut kökenli aileler yaşamıştır. Bu ailelerden Gürcüoğlu sülalesi bugün (Gürcü) Asar köyü ve civarında ikamet etmektedir.
Düzce’de topluluk adı ile anılan belli başlı aileler şunlardır: Abazaoğlu, Arab Hacı Alioğlu, Arnabut (Arnavut)oğlu, Bakkal Kürt Ali, Alâz (Ellâz)oğlu, Gürcüoğlu, Hacı Kürtoğlu, Kelebekli Boşnakoğlu, Kürt Çavuşoğlu, Kürtoğlu, Lazoğlu, Tataroğlu, Türkoğlu.
Yer adı ile anılan aileler ise; Antablı (Ayıntablı/ Antebli)oğlu, Asar (köy adı) Haliloğlu, Bağdatlıoğlu, Bostanoğlu (Sarayyeri civarında bulunan Bostanyeri bölgesinde ikamet etmekte), Cebeloğlu, Cisroğlu, Çarşanbalı Hasan Efendi bin Mehmed, Darıyerlioğlu, Dereoğlu, Gümüşabadlı, Kaz Dağlıoğlu, Milânî (Melenli)oğlu, Mengenîoğlu, Odabaşıoğlu, Şamlıoğlu, Tosyalıoğlu, Töngelci (oğlu), Vanlıoğlu, Vanlı Mustafa bin Abdullah ve Hemişooğlu.
Ailelerden birinin adının Antablı olarak anılması bugün Düzce’nin merkezinde bulunan Gaziantep Caddesi’nin menşeinin bölgeye 150 yıl öncesinde yerleşen Antebli ailesinden kaynaklandığı düşüncesini akla getirmektedir.
Düzce kazasının 19. yüzyılda ova tabanlı bataklık bir konuma sahip olması ve Anadolu ve İstanbul arasında bir geçiş sahası olması, ülkenin muhtelif yerlerinden kente farklı topluluklardan insanların gelmesi ve yerleşmesinde etkili olmuştur. Nitekim Düzce bölgesinde yaşayan ailelerden bazısının aile adının Bağdat, Van, Anteb gibi yer adı veya Abaza, Boşnak, Gürcü ve Arnavut gibi topluluk adı olması bu yargımızı doğrular niteliktedir.
Adlardan hareket ederek kişi ve toplulukların etnik kökenleri hakkında yargılara varmak her zaman doğru olmayabilir. Adların sadece lakap olabileceği ihtimalini de dikkate almak gerekir. Bununla birlikte muhtemelen Arab, Abaza, Arnavut ve Gürcü gibi muhtelif sülalelere ait hanelerin sayısal olarak az olması, bölgenin Türk olduğunun önemli bir göstergesi olarak gözükmektedir (bk. Tablo 1-5).
Mesela Arap ve Araboğlu gibi adlar ailelerin Arap kökenli olduğunu gösterebileceği gibi bu ailelerin Arap kökenli olmayabileceğini de gösterebilir. Nitekim Anadolu’nun muhtelif yerlerinde (Çanakkale, Denizli, Afyon, Adıyaman, Gaziantep, Malatya ve Tokat gibi) Arap, Araplu, Araban, Arapkir ve Arabören gibi adlarla anılan yer isimleri bulunmaktadır. Bu bölgelerde yaşayan insanların kökenleri esas itibariyle Türktür. Ancak bu bölgede yaşayan insanlar yaşadıkları yörelere gelmeden önce bir süre Arapların sayıca çok oldukları Kuzey Suriye bölgesinde yaşadıkları ve bahsedilen topraklardan göç ettikleri için Arap ismiyle anılır olmuşlardır (Özlü 2006: 127-142).
Düzce’de ayrıca Kameroğlu, Poyrazoğlu gibi tabiatın muhtelif unsurlarına dayalı aile adları da vardır. Bu ailelerden Poyrazoğlu sülalesine mensup üç hane bugün Günbaşı köyü Poyraz mahallesinde ikamet etmektedir. Sülalenin 19. yüzyıldaki hane sayısı sadece iki olup bir hane vergi mükellefi iki oğlu, diğer hane de vergi mükellefi bir oğlu ile beraber sayıma dâhil edilmiştir. Bu bağlamda toplam hane nüfusu muhtemelen 25 kişi civarındadır.6 Poyrazoğlu sülalesine mensup hane sayısı bugün de üç olmasına karşın hane sahibi büyükler ailelerini dün olduğu gibi bugün de parçalamadan bir arada tutmayı başarmış gözükmektedirler. Nitekim bugün tespit edilen sülaleye mensup üç hanede toplam 90 kişi birlikte yaşamaktadır.
2. 2. Akçakoca’da Millet ve Yer Kökenli Adlar
Akçakoca’da millet adı ile anılan belli başlı aileler şunlardır: Allâz (Ellâz) oğlu, Arnabudoğlu, Boşnakoğlu, Bozokluoğlu, Dede Acemoğlu ve Tataroğludur.
Bu ailelerden Allâzoğlu, Arnabud (Arnavut)oğlu ve Boşnakoğlu aileleri aynı dönem Düzce kazasında da yaşamaktadır. Millet adı ile anılan bu ailelerden Bozoklu ailesi Oğuzların bir kolu olan Bozoklardan gelmektedir.
Yer adı ile anılan aileler ise; Akçaşehirli (Akçakocalı)oğlu, Akkayalı Şakir bin Mustafa, Azaklıoğlu, Bartınlı İsmail b. Hüseyin, Bartınlıoğlu, Boluluoğlu, Cezayirîoğlu, Dadalılı Hacı Molla b. Ahmed, Dağlıoğlu, Derdinli Hacı Mehmed Efendi, Döngeloğlu, Eftunluoğlu, Gürünoğlu, İnebolulu Kara bin Ali, İslambolluoğlu, Karatavuk (Akçakoca’da bir köy adı)oğlu, Kastamoni Desreci ? Osman bin Ali, Mısırlıoğlu, Mısrîoğlu, Milanlı (Melen)oğlu ve Sakaryalı Mustafa’nın zevcesidir.
Yer adı ile anılan bu ailelerden Cezayirîoğlu, Mısırlıoğlu, Mısrîoğlu ve Azaklıoğlu aileleri muhtemelen adları ile müsemma olacak şekilde uzak diyarlardan çeşitli nedenlerle gelerek bölgede yerleşmiş ve bölge halkı ile kaynaşmışlardır.
3. Hayvan ve Bitki Kökenli Adlar
3.1. Düzce’de Hayvan ve Bitki Kökenli Adlar
Düzce’de hayvan adı ile anılan belli başlı aile adları; Atlıoğlu, Aygıroğlu, Bireoğlu, Böcekoğlu, Burak (binek türü )oğlu, Deve Bekiroğlu, Karacaoğlu, Kazoğlu, Kelebekli Birakızoğlu, Koçbaşoğlu, Kurtoğlu ve Kuşoğludur.
Bu ailelerden Kurtoğlu sülalesi bugün Köprübaşı Ömer Efendi köyü ve civarında yaşamaktadır.
Hayvan kökenli adlar içerisinde at, aygır, deve, koç, kurt gibi adlar Türk kültürünün aile adlarına yansıması olarak gözükmektedir. Nitekim Türk cumhuriyetlerinde anlatılan Dede Korkut destanlarında da birçok defa attan “aygır”, deveden “buğra”, koyundan “koç” kurban edildiğinin belirtilmesi, Türk halı-kilimlerinin genel karakteristik özelliğini koç başı damgasının oluşturması, koç başı damgalarının Türk hayvan üslubunun en güzel karakteristik üslubu olarak en yalın biçimiyle Japonya’dan Anadolu’ya kadar olan Türk mezar taşlarında görülmesi bu yargımızı destekler niteliktedir (Aksoy 2005).
Aile adlarında görülen Kuşoğlu ve Kuşçuoğlu adları da Türk kültürünün muhtelif ögelerinde karşımıza çıkan bir sembol olarak gözükmektedir. Nitekim kuş motifi Türk halıcılığı ve Türk halk şiirinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kuş motifinin, bölgede Hz. Ali ve çocuklarının adlarına gösterilen ilgi ile bağlantılı olabileceği de düşünülebilir. Nitekim bugün Hz. Ali ve onun ahfadının yolundan giden bazı kişilerin “Hacı Bektaş Veli Hazretleri’nin Horasan’dan havalanıp Hacıbektaş’a gelen güvercin” donuna girdiği inancını benimsemesi, kuşun (turna) Hz. Ali’nin sesini kendinde toplayan bir varlık olduğu gibi inançlar, 19. yüzyılda da Hz. Ali ve ahfadını temsil eden adlara ve sembollere ilgiyi artırmış olmalıdır.
Düzce’de bitki adı ile anılan aile adları Çiçekoğlu, Çörekoğlu, Fındıkoğlu, Goncaoğlu, Güllüoğlu, Kabakoğlu, Kabaklıoğlu, Kirazoğlu ve Otluoğludur. Temettûât defterleri verilerine göre Düzce’de o dönemde tarımsal meta olarak tütün (bol miktarda), çeltik (bol miktarda), mısır, buğday, arpa tarlaları ve muhtelif meyve bahçeleri mevcut iken aile adlarından birisinin Fındıkoğlu olması ilginçtir. Çünkü 1844’lerde Düzce’de fındık tarımı yapıldığına ilişkin herhangi bir bulgu yoktur.
Goncaoğlu sülalesi bugün Gündolaması köyü ve civarında ikamet etmektedir. Otluoğlu adı ise Düzce merkez köylerinden Aydınpınar köyü civarında bulunan bir köyün adı olarak yaşamaktadır.
3.2. Akçakoca’da Hayvan ve Bitki Kökenli Adlar
Akçakoca’da hayvan adı ile anılan belli başlı aile adları; Bireoğlu, Durnaoğlu, Himar (Simar)oğlu, Karagözoğlu, Karğa (Karga)oğlu, Kartallıoğlu, Konsa Mustafa bin Mahmud, Koyunoğlu, Kurbanoğlu ve Şahinoğludur.
Bitki adı ile anılan aile adları ise Ğonca (Gonca)oğlu, İncirlioğlu, Kirevizoğlu, Mısuroğlu ve Ormanoğlu’dur.
Akçakoca’daki meslekî aile adlarında olduğu gibi hayvan ve bitki adlarına dayalı adlarda da bölgenin özellikleri önemli ölçüde etkili olmuştur. Nitekim bölgenin deniz kenarında ormanlık bir yaşam alanına sahip olması muhtemelen karagöz (istavrit balığı), durna (turna kuşu), şahin, kartal, karga, orman, incir (bol miktarda yetişmekte), kereviz, mısır gibi hayvan ve bitki adlarının bölge halkının aile adlarının şekillenmesinde etkisi olmuştur.
Edinilen bilgiye göre 19. yüzyılda hem Düzce’de hem de Akçakoca’da ikamet etmekte olan “Goncaoğlu” sülalesi Gürcistan göçmeni bir ailedir. Ailenin Akçakoca’da yaşayanları genelde Gürcü göçmenlerin bulunduğu Şipir (Çiçek Pınarı) köyünde yaşamaktadır.
4. Kişisel vs. Özelliklere Dayalı Adlar
4.1. Düzce’de Kişisel vs. Özelliklere Dayalı Adlar
Kişisel niteliklere dayalı adlar; Ak Mehmetoğlu, Akoğlu, Akbaşoğlu, Akçeoğlu, Akkemeroğlu, Âşık Abdullahoğlu, Âşık Ömeroğlu, Ayazoğlu, Bankoz (Bengöz)oğlu, Bozoğlu, Bozbıyıkoğlu, Budakoğlu, Çakmanoğlu, Çolakoğlu, Dedeoğlu, Delioğlu, Dikkulakoğlu, Gençoğlu, Hacıoğlu, İnce Bacakoğlu, Kara Abdullahoğlu, Kara Alioğlu, Kaşıkoğlu, Kavaloğlu, Kelâş (Keleş)oğlu, Koca Kulakoğlu, Kocagözoğlu, Köroğlu, Kuru Hasanoğlu, Sakallıoğlu, Sarıoğlu, Tembâloğlu (Tembeloğlu), Topaloğlu ve Velioğlu gibi adlardır.
Yapılan araştırmaya göre Bozoğlu ailesi bugün Kaynaşlı ilçesi Sarıçökek mahallesi ve civarında ikamet etmekte, Çolakoğlu ailesi ise Bulgaristan göçmeni bir aile olup Soğukpınar köyü ve civarında ikamet etmektedir.
Kuruoğlu ailesi şuanda Düzce merkez köylerinden olan Ozanlar köyünde, ailenin adı ile müsemma Kuruoğlu mahallesinde ikamet etmektedir.
Ak Mehmetoğlu sülalesi bugün Düzce merkeze bağlı Turaplar köyünde ikamet etmekte olan bir Türkmen ailesi olup, cumhuriyet döneminde “Aktun” soyadını almıştır.
Velioğlu sülalesine bakacak olursak, 19. yüzyılın ilk yarısında bu sülaleden birer hane Darıyeri, Efteni İmamlar ve Efteni Bey divanlarında, dört hane de Bakraz Divanı’nda ikamet etmiştir. Bu sülaleye mensup aileler bugün Gündolaması köyü, Karaca Hacı Musa köyü ve Efteni Gölü civarında ikamet etmektedirler. Bu aileler dün olduğu gibi bugün de çoğunlukla tarım ve hayvancılık sektörü ile ilgilenmişlerdir.
4.2.Akçakoca’da Kişisel vs. Özelliklere Dayalı Adlar
Akçakoca’da kullanılan kişisel niteliklere dayalı adlar Âcıoğlu, Ak Mustafaoğlu, Akbaş Mustafa b. Ali, Akışlıoğlu, Aşıkoğlu, Berbadoğlu, Bıyıklıoğlu, Bozoğlu, Canbazoğlu, Cinoğlu, Civelekoğlu, Çabkınoğlu, Çakıroğlu, Çelebioğlu, Deli Alioğlu, Deli İsmailoğlu, Deli Mustafaoğlu, Deli Oğlanoğlu, Ekşioğlu, Etyimezoğlu, Fitneoğlu, Gebeşoğlu, Giden (Geyden)oğlu, Haytaoğlu, İnce İsmailoğlu, Kanburoğlu, Kanlı Kara Alioğlu, Kara Ahmedoğlu, Kara Alioğlu, Kara Fazlıoğlu, Kara İbrahimoğlu, Kara İsaoğlu, Kara İsmailoğlu, Kara Mehmedoğlu, Kara Oğlanoğlu, Kara Osmanoğlu, Kara Yahyaoğlu, Karabıçakoğlu, Karapaşaoğlu, Kara Pehlivanoğlu, Karasadık Mollaoğlu, Karavelioğlu, Kaymakoğlu, Kelaşoğlu, Kuruoğlu, Mankıroğlu, Mandaloğlu, Mirâşâyedi (Mirasyedi) oğlu, Mencenikoğlu, Şerifoğlu, Şişmanoğlu, Tenbeloğlu, Velioğlu, Yahyaoğlu ve Yarım Ağaoğludur.
Aile mensuplarından edinilen bilgilere göre bu ailelerden Mencenikoğlu ailesi şu anda kent merkezi Hacı Yusuflar mahallesinde ikamet etmekte olan Türkmen bir ailedir. Ailenin lakabı olan Mencenik adı Mengücek adından bozma bir ad olup halk tarafından Mencenik olarak kullanılmaktadır. Bu veri Mengücek Türk beyliğinin bir kolunun Akçakoca bölgesine yerleştiğini göstermesi açısından önemlidir.
Ailelerden Gebeşoğlu ailesi ise dün olduğu gibi bugün de Akkaya bölgesinde ikamet etmeye devam etmektedir.
Aile adları ile ilgili inceleme hem Düzce’de hem de Akçakoca’da aynı soya mensup hanelerin genelde birbirine yakın hanelerde ve aynı köyde yaşadıklarını göstermektedir (bk. Tablo: 1, 2, 3, 4, 5, 8, 9, 10).
II. Erkek Adları
1. Düzce’de Erkek Adları
Ad, kişinin toplumsal ve bireysel kişiliğinin yanı sıra gizemsel yönünü de gösteren bir unsurdur. Bu nedenle kişilere gelişigüzel bir ad konmamıştır. Adı belirleyen belli başlı etmenler şunlardır: Çocuğun doğduğu gün, ay ve mevsim, kişinin mensup olduğu dinin peygamber ve din büyüklerinin etkisi, kişinin ulusal kimliği, doğulan yer, coğrafi ögeler, kültürel değişim vs. (Örnek 1995: 148-160).
Düzce kazası temettûât defterlerinde 1101 adet Müslüman erkek, 19 adet Müslüman kadın adı tespit edilmiştir. Kadın adlarının vesikalara az yansımasının nedeni temettûât defterlerine sadece vergi mükellefi olan kişilerin yansımasından kaynaklanmaktadır (bk. Tablo 7).
Erkek adları içerisinde en fazla 140 Mehmed, 128 Mustafa, 127 Ali, 92 Hasan, 89 Ahmed, 73 Hüseyin, 68 Osman, 65 İbrahim, 47 Halil, 36 İsmail, 29 Ömer adı tespit edilmiştir (bk. Tablo: 6).
Sayısal olarak fazla olan adlar başta Hz. Muhammed’in adının muhaffeti Mehmet olmak üzere, Hz. Ali ve çocuklarının adlarıdır. Dört Halife’den Ömer, Osman ve Ali adlarına ilgi gösterilmişse de Ebubekir veya Bekir adı çok az kullanılmıştır. Hatta Bekir adının sadece 2 adet tespit edilmesi ilgi çekicidir. Hz. Ali ve çocuklarının adlarına fazla rastlanması Hz. Peygamber’in soyunun Hz. Ali’den devam etmesinden kaynaklanmış olmalıdır.
Erkek ve kadın kişi adları içerisinde dikkat çeken bir diğer nokta ataları “İbni Abdullah” veya “Binti Abdullah” olarak gösterilen kişilerdir. Bunların 16’sı erkek, 3’ü kadındır. Atası Abdullah olarak gösterilen kişiler, muhtemelen sonradan Müslüman olan kişilerdir (bk. Tablo: 6).
Düzce’de adların, bazen öbür adlarla birleşik kullanıldığı da görülmektedir. Ali Osman, Emir Haniye, Halil İbrahim, Hasan İsmail, Mehmed Ali, Mehmed Emin, Mehmed Kus, Mehmed Tahir (veya Tahir Mehmed) vb.
Bu adlardan Emir Haniye adı köken olarak muhtemelen Sibirya hanı (Gücümhan ) oğullarından Ruslarla birçok mücadele veren Hanay (Türk büyükleri ve Türk adları 1935: 60) adının Düzce’de kullanılan şeklidir.
Erkek ve kadın adları içerisinde sayıları az olmakla beraber dikkat çeken bir diğer nokta, kişinin kendi adı ile değil, erkek ise babasının adı ile, kadın ise eşinin adı ile anılmasıdır. Gökçeoğlu, Bacacıoğlu, Haznedaroğlu, Mustafa zevcesi gibi.
Düzce’de kullanılan adlar içerisinde sadece Hz. Muhammed ve İslam büyüklerinin değil aynı zamanda İslam’dan önce gelen öbür peygamberlerin adları da kullanılmıştır. Yusuf, Yakub, İsmail, İbrahim, Yahya, Süleyman, Salih ve Davud gibi.
Atası ibni Abdullah olarak tanımlananlardan bazılarının Süleyman, Halil (İbrahim), İsmail adlarını kullanması –bu kişiler şayet sonradan İslam’ı kabul ettiler ise– bu kişilerin İslam’a uygun olmak şartıyla eski dinlerinin kutsallarının adlarını taşıma temayülünde oldukları izlenimini uyandırmaktadır. Nitekim günümüzde de İslam’ı sonradan kabul eden kişilerden bazılarının bu eğilimde olduğu bilinmektedir.
19. yüzyılda yönetsel alanda meydana gelen değişiklik ve özellikle mali gereksinimler nedeniyle köylerin bir kısmı “divan” adı verilen birliklere bağlandığı için (Çelik 2003: 16) Düzce ve Akçakoca kazalarında hangi köylerin hangi divana bağlı olduğu ve hangi aileler tarafından kurulduğu konusunda yorum yapamamaktayız.7 Nitekim Düzce kazasına dâhil Bakraz Divanı dışında diğer divanların hangi köyleri içerdiğine ilişkin net bir veri tespit edilememiştir. Bununla beraber Düzce’de bulunan Meteklerin bölgede 10 haneye sahip olan Metekoğlu sülalesi tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir.
2. Akçakoca’da Kullanılan Erkek Adları
Akçakoca kazası temettûât defterlerinde 707 adet Müslüman erkek, 1 adet Müslüman kadın (Ümmügülsüm) adı tespit edilmiştir. Erkek adları içerisinde en fazla 170 Mehmed, 113 Mustafa, 92 Ali, 79 Ahmed, 37 Osman, 22 Hasan, 18 İbrahim, 17 Hüseyin adı tespit edilmiştir (bk. Tablo 11).
Düzce kazasında olduğu gibi Akçakoca’da da en fazla Mehmed, Mustafa, Ali gibi adlara ilgi gösterilmiştir.
Ali adının Ali Osman, Ali Ahmed, Ali Mehmed gibi kullanımları da kullanılmıştır. Akçakoca’da muhtemelen sonradan İslam’ı kabul etmiş olan atası “İbni Abdullah” olarak gösterilen 13 kişi tespit edilmiştir.
III. Sonuç
Türkler tarih boyunca değişik aile ve kişi adları kullanmıştır. Ailelerin icra ettiği meslek, mensup olduğu millet, bulunduğu ve geldiği yer adları ile bitki ve hayvan adları ve bazı kişisel nitelikler adların oluşumunda etkili olmuştur. Bununla birlikte aile adlarının oluşumunda en etkili unsurun meslekî ve kişisel özellikler olduğu görülmüştür. Göynük kent ve kırsalında yaşayan ailelerin adları ile ilgili araştırmada da benzer sonucun çıkması8 meslekî statü ve kişisel niteliklerin Türkler’de aile adı oluşumunda birincil etken olduğu izlenimini uyandırmaktadır.
19. yüzyılın ilk yarısında tespit edilen aile adlarının bir kısmının hâlâ yaşaması bölgede geleneksel kültüre olan bağlılığın devamlılığını göstermesi açısından önemlidir. Düzce’de yaşayan ve Kürt hanelerden meydana gelen Şeyh Bezenli aşireti kentin belli bir bölgesinde ikamet etmesine rağmen, Kürt kökenli olması muhtemel olan Kürt adı ile anılan bazı aileler Düzce’nin farklı mahallerinde ikamet etmektedir. Şeyh Bezenli aşiretinin belli bir yerde bulunması ve ayrı bir sayıma tabi tutulması bu grupların konar-göçer özelliğinden kaynaklanmaktadır.
Düzce ve Akçakoca temettûât defterlerinde geçen aile ve kişi adları, her iki bölgenin de İslâm ve Türk ağırlıklı olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
Ekler