Çilem TERCÜMAN

İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Anahtar Kelimeler: Cumbadan Rumbaya,Server Bedi,Peyami Safa,popüler roman,Doğu-Batı,sosyal değişme.

Özet

Cumbadan Rumbaya, Peyami Safa'nın Server Bedi imzasıyla neşrettiği romanlardan biridir ve yıllar boyunca araştırmacılar tarafından "popüler" olarak nitelenerek Peyami Safa'nın romancılığı içerisindeki yeri göz ardı edilmiştir. Oysa ki Peyami Safa'nın Server Bedi imzasıyla neşrettiği eserlerde de onun usta romancılığının izlerini görmek mümkündür. Cumbadan Rumbaya, ele aldığı meseleler ve bu meseleleri işleyiş tarzı bakımından Peyami Safa'nın romancılığı içerisinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Bu çalışmada, Cumbadan Rumbaya'nın, her ne kadar Server Bedi imzasıyla yayımlanmış da olsa Peyami Safa'nın romancılığındaki göz ardı edilemez önemine dikkat çekilirken eserin nitelikli yönleri vurgulanarak söz konusu edilecektir.

1 Beşir Ayvazoğlu, Peyami Hayatı, Sanatı, Felsefesi, Dramı, 3. bs., Kapı Yayınları, İstanbul 2008, s. 1-2.
2 Nitekim bu konuda ciddî ve ilmî çalışmalar yapan Mehmet Tekin, Peyami Safa’nın Roman Sanatı ve Romanları Üzerinde Bir Araştırma başlıklı doktora tezinde Fatih-Harbiye’ye özel bir bölüm ayırmasına rağmen bu romanın popüler versiyonu denilebilecek olan inceleme konumuz esere hiç temas etmez. (Selçuk Üniversitesi Yayınları, Konya 1990.) Aynı şekilde Fatih-Harbiye’yi özellikle Doğu-Batı meselesi bağlamında ideolojik bularak tenkit eden Fethi Naci de (Yüz Yılın 100 Türk Romanı, 3.bs., Adam Yayınları, İstanbul 2000, s. 239-244) Cumbadan Rumbaya’dan hiç söz etmez. Yine bu doğrultuda Alemdar Yalçın iki ciltlik Siyasal ve Sosyal Değişmeler Açısından Cumhuriyet Dönemi Çağdaş Türk Romanı(1920-1946; 1946-2000) (gözden geçirilmiş 6. bs., Akçağ Yayınları, Ankara 2006; 2. bs., Akçağ Yayınları, Ankara 2005) adlı eserinde Peyami Safa’nın Sözde Kızlar, Mahşer, Şimşek, Yalnızız, Matmazel Noraliya’nın Koltuğu gibi romanları üzerinde durmasına rağmen Cumbadan Rumbaya’nın adını bile anmazken Berna Moran da “Peyami Safa’nın Romanlarında İdeolojik Yapı”, Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, “Alafranga Züppeden Alafranga Haine” başlıkları altında “İlk romanlarında Doğu-Batı sorununa daha çok ahlâksal açıdan bakan ve Batı’yı maddî zevkleri ve değerleri amaç edinmiş bir tiple, Doğu’yu ise manevî değerleri ve zevkleri arayan bir erkekle anlatmaya çalışan Peyami Safa”(s. 241) diyerek konuya temas etmesine rağmen Cumbadan Rumbaya’dan bahsetmez. (Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış, 2.bs., İletişim Yayınları, İstanbul 1987, s. 210-259).
3 Hâlbuki polisiye romanla ilgili olarak “ Ciddi edebiyatın ‘resmi’ eleştirmenleri ne derse desin ‘iyi polisiye romanın iyi edebiyat olduğu’ ”nu söyleyen Erol Üyepazarcı, Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes isimli çalışmasında “bütün zamanların en sevimli Türk hırsız hafiyesi”nin Cingöz Recai olduğunu iddia eder (s.8, 49).
4 Hakkı Süha, Peyami Safa’nın “birinci sınıf bir romancı olduğunu söylediği gibi, Server Bedi imzasıyla neşrettiği romanlardan bazılarının da usta işi olduğunu belirtmekten çekinmez.” Ayvazoğlu, age., s. 14.
5 Peyami Safa, Cumbadan Rumbaya, Ötüken Neşriyat, İstanbul, s. 6.
6 1937 yılında kendisiyle yapılan bir söyleşide Peyami Safa, Server Bedi imzası ile yazdıkları arasında sevdiği eserleri sıralarken bunlara Cumbadan Rumbaya’yı da katar: “- Server Bedi imzası ile yazdıklarınız arasında sevdikleriniz yok mudur? -Vardır. Zıbçıktılar, Hey Kahbe Dünya! (Fakat bunun ikinci cildinin müsveddelerini tâbi (yayıncı) kaybettiği için neşrine imkân olmamıştır.) Cumbadan Rumbaya. Hatta bazı Cingöz Recai’ler.” (Mehmet Tekin, Peyami Safa ile Söyleşiler, Çizgi Kitabevi, Konya 2003, s. 25-26).
7 Oya Baydar ve Derya Özkan’ın editörlüğünde hazırlanarak Tarih Vakfı tarafından neşredilen 75 Yılda Değişen Yaşam Değişen İnsan Cumhuriyet Modaları isimli çalışmanın eğlence bahsinin adı “Cumba’dan Rumba’ya Eğlence”dir (Oya Baydar- Derya Özkan, 75 Yılda Değişen Yaşam Değişen İnsan Cumhuriyet Modaları, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul 1999).
8 Cumbadan Rumbaya, romanının başkahramanı Cemile ve Karagümrük semti, aklımıza derhâl 1931 yılında neşredilen Fatih-Harbiye romanını getirir. Ancak buradaki aşk, Fatih-Harbiye romanında karşımıza çıkan derinlikli ve buhranlı, medeniyet krizi yaşayan bir kahramanın aşkı değil; basit, belki sade bir aşktır. Karagümrük’ün sakinleri kültür ve yaşayış bakımından FatihHarbiye romanındaki çevre veya muhitten, bu çevrede yaşayan halktan daha sadedir. Bununla birlikte Cemile’nin “Karagümrüklü” denilerek anılması da dikkat çekicidir. Karagümrük, Fatih ilçesinde Fevzi Paşa Caddesi’nin Yavuz Selim’den sonraki kısmı ile Vatan Caddesi ve sur arasında kalan semtin adıdır ve halk arasında “Karagümrüklü” tabiri yaygındır. Peyami Safa’nın kahramanına “Karagümrüklü Deli Cemile” ismini seçişinin özel bir anlamı olduğu açıktır.
9 Doç. Dr. Mehmet Narlı yönetiminde Berna Uslu tarafından hazırlanan “Peyami Safa’nın Romanlarında Mutsuzluğun Kaynakları” başlıklı yüksek lisans tezinde, yazarın Peyami Safa imzalı on bir romanının yanı sıra Server Bedi adıyla neşrettiği Cumbadan Rumbaya da kullanılmıştır. (Berna Uslu, Peyami Safa’nın Romanlarında Mutsuzluğun Kaynakları, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Balıkesir 2009).
10 Server Bedi, Cumbadan Rumbaya, Kanaat Kitabevi, İstanbul 1936, s. 3-4.
11 Nitekim Yahya Kemal “Frenk hayatının gecesinde sabah namazına kalkılır mı?” sözleriyle Aziz İstanbul’da bu duruma isabetli bir şekilde temas eder.(Yahya Kemal Beyatlı, Aziz İstanbul, Yapı Kredi- İstanbul Fetih Cemiyeti Yayını, İstanbul 2005, s. 108.)
12 Server Bedi, Cumbadan Rumbaya, s. 68.
13 Age., s. 239.
14 Peyami Safa, Fatih-Harbiye, 19. bs., Ötüken Neşriyat, İstanbul 1999, s. 42.
15 Age., s. 44.
16 Hatta kahramanlarının dilini ve üslûbunu kullanan anlatıcı dahi Fatih-Harbiye’de farklı bir şekilde semtlerden bahseder: “Arka sokaklarda helvacıların sesleri hâlâ uzanıp gidiyordu, menhus, meş’um sesler. Hastalığa, ölüme ve bunlardan daha korkunç, yüzleri karanlıkta kalan ve hüviyetleri meçhul birtakım felâketlere ait kokuları uyandırıyorlar. Neriman bu seslerde annesinin ölümünü, babasının ihtiyarlığını, muhitin sefaletini hatırlatan, bütün hayatında gördüğü ve duyduğu matemlerin hepsini, istikbalin sakladığı elemlerin hepsini sezdiren derin, gayet derin ve ruhun en muhkem, en mücehhez taraflarına bile bir anda giren keskin, bayıltıcı bir keder duyuyordu ve bu sesler bitip tükenmiyordu, biri uzaklaşıp kayboldukça, köşe başında yükselen bir yenisi, ötekini takip ediyordu ve ağır, hazin bir ses kervanı halinde, arkası kesilmeden, sıra sıra geçiyorlardı.”(s. 40).
17 Peyami Safa, Fatih-Harbiye, s. 80.
18 Hangi açıdan ve seviyeden ele alınırsa alınsın Doğu-Batı çatışması Peyami Safa’nın romanlarından sürekli bir kriz olarak karşımıza çıkar. Bu bağlamda, yazarın Server Bedi imzasıyla neşredilen romanlarında da böylesi çatışmaların yarattığı sorunlar görülebilmektedir. Mesela Server Bedi’nin Sinema Delisi Genç Kız (Semih Lütfi Matbaa ve Kitabevi, İstanbul 1935) veya Dizlerine Kapansam(Kanaat Kitabevi, İstanbul 1937) gibi romanlarının da başkahramanları, Neriman ve Cemile gibi yol ayrımında bocalayan genç kızlardır. Ancak söz konusu romanlarda mesele daha ziyade bir motif üzerinde yoğunlaşır, Cumbadan Rumbaya’da olduğu gibi farklı açılardan ele alınmaz. Bu şekilde, mesela Dizlerine Kapansam isimli romanda asrîlik meselesi, neredeyse tamamen genç kızın saçlarının boyu üzerine düğümlenir. Hakikaten Birinci Dünya Savaşı'nın ardından gerek dünyada gerek memleketimizde kadın üzerine yapılan tartışmalarda, zaman zaman kadınlığa atfedilen neredeyse tüm değerlerin saçlarda toplandığı görülmektedir.
19 Bk. Fatih Sakallı, “Server Bedi’nin Cumbadan Rumbaya’sı: Geleneksel Hayat ile Modern Hayat Arasındaki Gelgit”, Türkbilig Dergisi, S. 9, 2005, s.132 -148.
20 Peyami Safa, Fatih-Harbiye, s. 93.
21 Server Bedi, Cumbadan Rumbaya, s. 14.
22 Age., s. 16.
23 Age., s. 265-266.
24 Age., s. 248.
25 “- Kendinizle Server Bedi arasındaki farkı izah eder misiniz? Server Bedi benim müsveddemdir. Üstünde az düşündüğüm, az çalıştığım, mesuliyetten nefsime beraat kazandırmak için kullandığım bir maişet imzası…” (Mehmet Tekin, Peyami Safa ile Söyleşiler, Çizgi Kitabevi, Konya 2003, s. 25-26)
26 Bk. Veli Uğur, 1980 Sonrası Türk Edebiyatında Popüler Roman, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı (Yayımlanmamış Doktora Tezi), İstanbul 2009, s. 80-87.