Mevlânâ ve Resim: Gürcü Hatun’un Kayseri Yolculuğu ve Ressam ‘Aynü’d-Devle-i Rûmî
Hamit Arbaş
Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi, ÇANAKKALE
Anahtar Kelimeler: Mevlânâ,Gürcü Hatun,resim,portre,heykel,İslâm,Selçuklu
Özet
İslâm'ın güzellik ve estetiğe verdiği önem bu dinin kaynağı olan Kur'ân ve hadislerle ortaya konmuştur. İslâm'ın ilk yıllarında putperest anlayışa bağlı olarak kutsal unsurlar sunan resim ve heykele karşı ciddî ve tarihsel olarak haklı bir muhalefet mevcuttu. Bu muhalefet sanat anlamında resim ve heykele değil; bizzat resim ve heykelin ibadet maksadıyla kullanılmasınadır. Mevlânâ'nın kendi resmini yaptırması ise Sufî geleneğin kapsayıcı dünya görüşü ile sanat tasavvurunun yerel formlarla ve tarihsel kodlarla yeniden inşa edilmesi olup, bu noktada da Mevlânâ kırılma noktasındaki bir şahsiyettir. Mu'ineddîn Süleyman Pervâne Kayseri'de Selçuklu idaresinde görevlidir. Eşi Gürcü Hatun da onun yanına gidecektir; ama Mevlânâ'ya olan manevî bağlılığından dolayı Konya'dan ayrılmak istemez. Ayrılık kederini azaltmak için bir çare düşünür ve sarayın ressamı olan Aynüddevle'yi birkaç memur ile beraber Mevlânâ'nın portresini çizmek için ona gönderir. Sanatçı, Mevlânâ'nın resmini çizmeye başlar; ama resimdeki ile Mevlânâ'nın kendisi arasında oldukça büyük farklılık vardır. Çizmeyi yirmi defa tekrarlar ve sonunda kalemlerini kırıp dışarı çıkar. Daha sonra Aynüddevle yaptığı resimleri Gürcü Hatun'a teslim eder. Bu resimler, Selçuklu sarayının damgalı kâğıtları üzerine çizilmiştir. Şu ana kadar bu eserlerin orijinali bulunamamıştır. Bu araştırmamızda; Mevlânâ'nın portresi olduğu iddia edilen altı eseri ele alıp hiçbirinin orijinal olmadığını ilmî gerekçelerle ortaya koymaya çalıştık.
1 Gölpınarlı 1977,s. 243; Pakalın II/ 1993,s. 640’da Müttekâ-Muîn dayanılacak alet, yardımcı ve yardım eden manalarına Arapça kelimelerdir. Mevlevîlerin Sûfî dervişleri dedikleri esmâ ile sülûk gören tarikat mensupları, erbain’e girdikleri zaman uzanıp yatmamaları için başlarını dayadıkları alete verilen addır. Oymacılar tarafından yapılan müttekâların çiçeklerle, yazılarla süslenmiş bulunanları, ödağacından, abanozdan, pelesenkten, demirhindiden yapılanları olduğu gibi baş tarafı fildişi olanları da vardır.
2 Gölpınarlı 1963, 22-25; Gölpınarlı 1977, 175-178;PakalınII/ 1993,102’de Semahanede, semahanenin kapısının tam karşısında serilmiş olan şeyh postunun ucunda, semahane kapısının ortasına kadar çekilmiş mevhum bir hatta da “Hattı İstiva” denir ve buraya hiç basılmaz. Bu hat, semahaneyi, iki daireye ayırır. Mevlevîlerde kemal mertebesine ulaşan kişiye Çelebi tarafından, “ İstivâlı sikke” verilir yahut sikkesine “ İstiva” çekmesine me’zun olur.