Mustafa ERDOĞAN

Ahi Evran Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, KIRŞEHİR

Anahtar Kelimeler: Divan şiiri,mahlas,müşterek mahlas,mahlastaş şairler,Kabûlî

Özet

Bu makalede önce, divan şiirindeki ortak mahlas sorunu ele alınmış, ortak mahlas kullanımının divan şiirinde nasıl karşılandığı, sebepleri, sonuçları, bu edebiyatın yaşadığı dönemde ve sonrasında ne gibi sıkıntılara sebep olduğu üzerinde durulmuştur. Başka şairlerle ortak mahlas kullanmaya divan şiiri geleneğinde iyi bakılmamış, hatta kimi zaman şairler bu yüzden mahlaslarını bile değiştirmişlerdir. Müşterek mahlas kullanımı sonucu geçmişte ve günümüzde şairler ve şiirler karıştırılmış, hatta kimi zaman bu yüzden kavgalar bile yaşanmıştır. Bu bakımdan araştırmacıların çok dikkatli olması, ayrıntıları atlamaması, araştırma sırasında varsa şairlerin eserlerine, tezkirelere, önemli şiir mecmualarına ve ilgili yayınlara mutlaka müracaat etmesi gerekmektedir. Yazıda daha sonra, Kabûlî örneğinden hareketle konu daha net hale getirilmiş ve Kabûlî mahlasını kullanan şairlerin de yer yer karıştırıldığı; Gedizli Kabûlî'nin şiirlerinin Sirozlu Kabûlî'ye ve Şeyh Mustafa Kabûlî'ye ait olarak gösterildiği ifade edilmiştir.

1 Ömer Faruk Akün, “Divan Edebiyatı”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), İstanbul 1994, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Yayınları, C. 9, s. 394-396; Mustafa İsen, “Divan Edebiyatında Mahlasdaş Şâirler”, Ötelerden Bir Ses Divan Edebiyatı ve Balkanlarda Türk Edebiyatı Üzerine Makaleler, Ankara 1997, Akçağ Yayınları, s. 195-208; M. Fatih Köksal, “Yanıltıcı Mahlaslar Yahut İbn-i Kemâl’in Ettikleri”, Türk Edebiyatı, S. 376, Şubat-2005, s. 41-43; Orhan Kurtoğlu, “Divan Şiirinde Mahlas Değiştiren ve Birden Fazla Mahlas Kullanan Şairler”, Bilig, S. 38, Yaz-2006, s. 71-91; Ali Yıldırım, Divan Edebiyatında Mahlas ve Mahlas-nâmeler, Ankara 2006, Akçağ Yayınları.
2 M. Sabri Koz, “Aşık Edebiyatımızda Ortak Mahlaslar Sorunu”, I. Uluslararası Türk Halk Edebiyatı Semineri Bildirileri, Eskişehir 1987, Yunus Emre Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Yayınları, s. 169- 179.
3 İsen, age, s. 195-208.
4 Rıdvan Canım, Latîfî Tezkiretü’ş-Şu’ara ve Tabsıratu’n-Nuzamâ (İnceleme-Metin), Ankara 2000, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Yayınları, s. 212-214, 328-329; Filiz Kılıç, Meşâirü’ş-Şuara İnceleme Tenkitli Metin, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 1994, C. II, s. 542-544, 578-579, 747.
5 İsen, age, s. 198-204.
6 İsen’in çalışmasındaki veriler için Haluk İpekten ve diğerleri tarafından hazırlanan Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü adlı çalışma esas alınmıştır (İstanbul 1988, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları). Ancak bu çalışmanın tezkirelerin tenkitli metinlerine dayanmadığı göz önüne alınırsa, listedeki verilerde bazı değişikliklerin de olabileceği düşünülmelidir. Nitekim benzer muhtevadaki eserlerden Tuhfe-i Nâilî’de 35 Ârif (İsen’de 23), 27 Abdî (İsen’de 24), 11 Âlî (İsen’de 20), 43 Feyzî (İsen’de 41), 40 Saîd (İsen’de 21), 29 Şeyhî (İsen’de 23) sayılmaktadır. Diğer taraftan İsen’in adı geçen eserindeki “Mahlasdaş Şairler” başlıklı yazıda bir baskı hatası sonucu 7 olan Kudsî mahlaslı şair sayısı 74 olarak gösterilmiştir. Bundan hareketle bazı araştırmacılar da divan şiirinde en fazla kullanılan mahlasın Kudsî olduğu sonucuna varmışlardır. Mesela bk. Mehmet Kalpaklı, “Divan Şiirinde Mahlas Üzerine”, Kitap-lık, S. 45, 2001, s. 256. Hâlbuki Kudsî mahlaslı şair sayısı aslında 7 olmalıdır (Tuhfe-i Nâilî’de 14). Bk. İpekten-vd., age, s. 255-256. Nitekim Mustafa İsen’in ilgili makalesinin ilk yayınında da Kudsî mahlaslı şair sayısı 7 olarak geçmektedir. “Divan Edebiyatında Mahlasdaş Şairler”, Milli Eğitim, S. 82, Şubat1989, s. 25.
7 Kalpaklı, adı geçen makale (agm), s. 254. Kalpaklı ayrıca, Edith Gülçin Ambros’un Medhî mahlaslı divan şairleri üzerine yazdığı bir makalede bu zorluğa değindiğini nakletmekte ve Ambros’un şu makalesine atıfta bulunmaktadır: Edith Gülçin Ambros, “So any Medhî’s” [Pek Çok Medhîler], Türkische Miszeller: Robert Anhegger Festschrift, İstanbul, t.y., s. 25-33.
8 Canım, age, s. 232.
9 Canım, age, s. 90.
10 Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı, Haz. Mustafa İsen, Ankara 1994, AKM Yayınları, s. 155, 168.
11 Canım, age, s. 101.
12 Canım, age, s. 95.
13 Kalpaklı, agm, s. 254.
14 Harun Tolasa, Sehî, Latîfî, Âşık Çelebi Tezkirelerine Göre 16. Yüzyılda Edebiyat Araştırma ve Eleştirisi I, İzmir 1983, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, s. 244.
15 Canım, age, s. 580.
16 Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı, s. 314.
17 Canım, age, s. 419.
18 Ali Şîr Nevâyî, Mecâlisü’n-Nefâyis, Haz. Hüseyin Ayan-vd., Erzurum, 1995, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Yayınları, s. 99-100.
19 Kılıç, adı geçen tez (agt), C. II, s. 888-889.
20 Kılıç, agt, C. I, s. 191.
21 Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı, s. 161.
22 Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı, s. 248.
23 Kurtoğlu, agm, s. 73-74, 82.
24 Kılıç, agt, C. II, s. 447, 615.
25 Kılıç, agt, C. I, s. 151.
26 Aysun (Sungurhan) Eyduran, Kınalızâde Hasan ÇelebiTezkiretü’ş-Şuarâ İnceleme-Tenkitli Metin, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 1999, C. II, s. 534.
27 Esad Mehmed Efendi ve Bağçe-i Safâ-Endûz’u (İnceleme-Tenkitli Metin-Dizin), Haz. Rıza Oğraş, Burdur 2001, s. 237.
28 Akün, agm, s. 395. Bilindiği üzere Nâbî mahlası; yokluk ve olumsuzluk bildiren “nâ” ve “bî” eklerinin birleşmesinden meydana gelmektedir. Şairin bu mahlası zihnî bir uğraşı sonucu ve kasten aldığı muhakkaktır. Nitekim şair, lügaz yollu bir muammasında mahlasını şu şekilde gizlemiştir: “Bende yok sabr u sükûn sende vefâdan zerre/İki yokdan ne çıkar fikr idelüm bir kerre” Bk. Ali Fuat Bilkan, Nâbî Dîvânı I, İstanbul, 1997, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, s. XXX.
29 Ebubekir Sıddık Şahin, “Keçeci-zâde İzzet Molla’nın Eserlerinde Mevlevîlik ve Şairin Yayınlanmamış Bir Na’t-ı Mevlânâsı”, Türk Kültürü, Edebiyatı ve Sanatında Mevlânâ ve Mevlevîlik Sempozyumu Bildirileri, Konya 2007, SÜMAM Yayınları, s. 90-91.
30 İsen, age, s. 205.
31 Koz, adı geçen bildiri, s. 175.
32 Canım, age, s. 168-169.
33 Canım, age, s. 253.
34 Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı, s. 327-328.
35 Süleyman Solmaz, Ahdî ve Gülşen-i Şu’arası (İnceleme-Metin), Ankara 2005, AKM Yayınları, s. 242- 243.
36 Mus.t.afa S.afa¯yi¯ Efendi Tez¯ kire-i S.afa¯yi¯ (Nuh˘ betüél-A¯ s ¯ a¯r min Feva¯éidi’l-Eş’a¯ r) İnceleme-Metin-İndeks, Haz. Pervin Çapan, Ankara 2005, AKM Yayınları, s. 218-219.
37 Adnan İnce, Tezkiretü’ş-Şu’arâ Sâlim Efendi, Ankara 2005, AKM Yayınları, s. 330-332.
38 Mus.t.afa S.afa¯yi¯ Efendi Tez¯ kire-i S.afa¯yi¯ , s. 600, 647; Haluk İpekten-vd, “XVIII. Yüzyıl Divan Nazmı”, Büyük Türk Klasikleri, İstanbul 1987, Ötüken-Söğüt, C. 6, s. 289.
39 Polemiğe yol açmamak için bu tür yayınlarda kaynak gösterilmemiştir.
40 Mesela bk. Mısır Millî Kütüphanesi Yazma Eserler Katalogu, Kahire 1989, C. II, s. 68-69; Kitâb-hâne-i Âyetullâh el-Uzmâ el-Mar’âşî el-Necefî (Âyetullah el-Mar’âşî Kütüphanesi, İran), Haz. Hüseyin Muttaki, y.y., 2002, C. I, s. 119.
41 İlgili şiir, Bursalı Rahmî’nin Ankara Milli Kütüphane Yazma (06 Mil Yz) A 6803/1’deki Divan’ında bulunmamakta, buna karşılık Kırımlı Rahmî Divanı’nın birçok yazma nüshasında yer almaktadır. Bk. Sevgi Elmas, Rahmî (Kırımlı, Mustafa) Hayatı, Edebî Şahsiyeti, Eserleri ve Divanının Tenkitli Metni, Trakya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Edirne, 1997. Bahsedilen şiir, bu tezin 3-4. sayfaları arasındadır. Ayrıca tezde kullanılmayan şu iki nüshada da geçmektedir: 06 Mil Yz A 5170, vr. 2b; Mektebetü’l-Melik Abdü’l-Aziz bi’l-Medîneti’l-Münevvere (Medine Melik Abdülaziz Kütüphanesi), Şeyhülislam Ârif Hikmet Bey Kitapları, No: 63, vr. 2a-2b.
42 Mesela Turan Boranoğlu tarafından hazırlanan Bursalı Rahmî Çelebi Divanı’nın Tahlili isimli yüksek lisans tezinde, Bursalı Rahmî’ye ait olarak gösterilen 31, 32, 38, 41, 42, 85 nolu gazeller aslında Kırımlı Rahmî’ye aittir ve Kırımlı Rahmî Divanı’nın birçok yazma nüshasında geçmektedir. Konuyla ilgili bk. Boranoğlu, Bursalı Rahmî Çelebi Divanı’nın Tahlili, Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 1997, s. 325-326, 329-330, 331-332, 360. Karşılaştırma için bk. Elmas, agt, s. 70-71, 66-67, 73-74, 84-85, 85-86, 100-101. Ayrıca Boranoğlu’nun tezinde Bursalı Rahmî’nin diye gösterilen bir gazelde de açıkça Rahîmî mahlası geçmektedir. Agt, s. 347-348. Rahîmî mahlasının vezne uygunluğu, bunun bir yazım hatası olması ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Anlaşılan bir mecmuadan alınan bu manzûme, Rahmî/Rahîmî benzerliği yüzünden yanlışlıkla ilgili teze girmiştir. Bahsedilen gazel Rahîmî Divanı’nda da bulunmamaktadır. Bk. Ahmet Mermer, Kütahyalı Rahîmî ve Dîvânı, İstanbul 2004, Sahhaflar Kitap Sarayı.
43 Gazelin metni için bk. Mecmu’a-i Eş’âr, 06 Mil Yz. A 4228, vr. 31a.
44 Bu türden bir çözüm için bk. Bilal Çakıcı, “Metinden Hareketle Edebiyat Tarihi: Fedaî Divanı Örneği”, I. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Sempozyumu (23-26 Ekim 2007) Bildirileri, Isparta 2008, s. 149-154. Çakıcı, bu bildirisinde kütüphanelerde Divan-ı Fedaî olarak kayıtlı olan eserin Fedaî mahlaslı şairlerden hangisine ait olduğu sorununu, ilgili Divan’ın muhtevasından hareketle çözmekte; böylece başta İstanbul Kütüphaneleri Türkiye Yazma Divanlar Kataloğu olmak üzere, konuyla ilgili diğer çalışmalarda yer alan yaygın bir yanlışı tashih etmektedir.
45 Mesela tezkirelerde Revânî mahlaslı tek şair geçerken Edirneli Nazmî’nin Mecma’ü’nNezâ’ir’inden hareketle Revânî-i Zaîm ve Enderunlu Revânî olmak üzere iki farklı Revânî daha olduğu tespit edilmiştir. Bu ayırımı gözden kaçıran bazı araştırmacılar diğer Revânî’lerin şiirlerini İşret-nâme sahibi, meşhur Revânî’ye isnat etmişlerdir. Bu konuda bk. M. Fatih Köksal, Edirneli Nazmî Mecma’ü’n-Nezâ’ir (İnceleme-Tenkitli Metin), Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 2001, s. 254-255; Ziya Avşar, Revânî Dîvânı, Konya 2007, Sebat Ofset Matbaacılık, s. 99-101.
46 İsen, age, s. 196.
47 Bundan sonraki kısımda, tarafımızdan hazırlanan doktora tezinin giriş kısmından istifade edilmiştir: Bk. Mustafa Erdoğan, Kabûlî İbrahim Efendi, Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanı (İncelemeTenkitli Metin-Dizin), Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 2008, C. I, s. 1-8.
48 Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü’nde ve İsen’in bahsedilen eserinde, divan edebiyatında Kabûlî mahlasıyla şiir söyleyen 3 şâir gösterilmiştir. Bk. İpekten-vd, age, s. 237; İsen, age, s. 200. Ayrıca Kabûlî mahlası, Fars edebiyatında da çok kullanılan mahlaslardandır. Konuyla ilgili bir kaynakta 7 adet Kabûlî/Kabûl mahlaslı şâir geçmektedir. A. Hayyampur, Ferheng-i Suhanverân, Tebriz 1340, Çaphane-i Şirket-i Sihâmî, s. 468.
49 İ. H. Ertaylan, Külliyât-i Dîvân-i Kabulî, İÜEF Yayınları, İstanbul 1948; İsa Kayaalp, “Kabûlî”, TDVİA, İstanbul 2001, TDV Yayınları, C. 24, s. 43.
50 Günay Kut, “Kabûlî’nin İlk Divanındaki Türkçe Şiirler”, Yazmalara Adanmış Bir Ömür Nimet Bayraktar’a Armağan, İstanbul 2006, Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi Yayınları, s. 102-120; Hakan Taş, “Mevlânâ Kabûlî [1438-1478] ve Divan’ındaki Türkçe Şiirleri”, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, İstanbul 2007, S. 16, s. 135-160.
51 Erdoğan, agt, C. II, s. 536, 709.
52 Ertaylan, age, s. 26-27; İskender Pala, “Kabûlî”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (TDEA), İstanbul 1982, Dergâh Yayınları, C 5, s. 66.
53 Günay Kut, “Kabûlî’nin İkinci Divanı’ndaki Türkçe Kaside ve Gazeller”, Journal of Turkish Studies Türklük Bilimi Araştırmaları, In Memoriam Şinasi Tekin II, Volume: 31/II, Harvard University, 2007, s. 107-122. Bu Divan’la ilgili bilgi için bk. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Farsça Yazmalar Kataloğu, Haz. Fehmi Edhem Karatay, İstanbul 1961, Topkapı Sarayı Müzesi Yayınları, s. 233- 234.
54 Kut, agm, s. 108.
Sa¯k.i-i bezm-i s.afa¯ derd ehline sa¯g· ar s.unar Pa¯yumuz virmez bize gelse k.adeh. ayak. t.olar Gerçi ki ka¯şa¯neye çok. k.a¯met-i ba¯la¯ gelür Ol sehi¯-k.ad baŋa amma¯ cümleden a’la¯ gelür Var mı ‘a¯şık. deru¯nında g· amuŋla da¯g· ı yok. * Do¯stum erba¯b-ı ‘ışk.uŋ içlerinde s.ag· ı yok S. anma ki ayıra peyka¯nuŋı dilden ti¯rüŋ Kimse h.a¯éil olımaz iki göŋül bir olıcak. 56 55 Geniş bilgi için bk. Erdoğan, agt.
* Mısrada veznin doğru çıkması için “var” kelimesinin bir uzun bir kısa hece değerinde olacak şekilde uzun okunması gerekmektedir.
56 Kılıç, agt, C. II, s. 726; Eyduran, agt, C. II, s. 832; Beyânî Mustafa bin Carullah, Tezkiretü’şŞuara, Haz. İbrahim Kutluk, Ankara 1997, Türk Tarih Kurumu Yayınları, s. 221; Kaf-zâde Fâizî, Zübdetü’l-Eş’âr, Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Manzum Eserler Bölümü, Yz. 1325, vr. 86a; Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmanî, Yayına Haz. Nuri Akbayar, İstanbul 1996, Tarih Vakfı Yayınları, C. 3, s. 854; Mehmet Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî Divan Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri, Haz. Cemal Kurnaz-Mustafa Tatçı, Ankara 2001, Bizim Büro Yayınları, C. II, s. 821; “Kabûlî Çelebi”, TDEA, İstanbul 1982, Dergâh Yayınları, C 5, s. 66. Tuhfe-i Nâilî ve TDEA’nde bu şâirin Serezli olduğu yazılmıştır.
57 Erdoğan, agt, C. II, s. 561, 564, 622.
58 Riyâzî Mehmed Efendi, Tezkire-i Riyâzî, Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Tarih Bölümü, Yz. 765, vr.110a.
59 Kaf-zâde Fâizî, age, vr. 86a.
60 Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, Haz. Mustafa Tatçı-Cemal Kurnaz, Ankara 2000, Bizim Büro Yayınları, C.I. s. 150; Tuman, age, C. II, s. 821; Rıdvan Canım, Edirne Şâirleri, Ankara, 1995, Akçağ Yayınları, s. 423-424; aynı yazar, “Kabûlî/Mutasavvıf Divan Şâiri”, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi, Ankara 2004, AKM Yayınları, C. 5, s. 276-277; Elif Bolat, “Kabûlî Mustafa Divanı (İnceleme-Metin)”, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2005, s. XI-XIX.
61 Bolat, agt.; Selami Şimşek, Edirneli Kabûlî Mustafa Efendi Hayatı, Eserleri, Tasavvufî Görüşleri, Kenzü’l-Esrâr ve Divanı, İstanbul 2005, Buhara Yayınları.
62 Bu şiirler için bk. Divan-ı Şeyh Kabûlî Mustafa Edirnevî, 06 Mil. Yz. A 2450, vr. 38a, 39a-39b, 40b, 49a-49b, 50a, 50b, 51a, 51b-52a, 53b, 54a, 62a, 66b-67a.
63 Mustafa Kabûlî Divanı’nın nüshaları ve özellikleri konusunda bk. Bolat, agt, s. LXXXV. İlgili şiir için bk. Bolat, agt, s. 106-107.
64 Fatin Davud, Tezkire-i Hâtimetü’l-Eş’âr, [İstanbul], 1271, s. 341-342; Mehmed Süreyya, age, C. 3, s. 854-855.
65 Saim Sakaoğlu, “XVII. Yüzyıl Halk Şiiri”, Büyük Türk Klasikleri, İstanbul 1987, Ötüken-Söğüt, C. 6, s. 86; “Kabûlî Âşık”, TDEA, C. 5, s. 66; Müjgan Cunbur, “Kabûlî/Divan Şâiri”, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi, Ankara 2004, AKM Yayınları, C. 5, s. 277. TDEA’ne ve Cunbur’a göre Âşık Kabûlî XIX. yüzyılda yaşamıştır. Ayrıca Cunbur, Hızrî’nin şiirinde geçen Kabûlî’nin, Kabûlî Mehmed Efendi olduğunu söylemektedir ki biz buna katılmıyoruz. Çünkü Kabûlî Mehmed Efendi, şiirleri ortada ve yaygın olan, çok meşhur biri değildir. Bilinen tek şiiri yukarıda bahsedilen Fatin Tezkiresi’ndeki gazeldir.
66 Mecmua-i Eş’âr, 06 Mil Yz. Ceb. 411, vr. 9b; Mecmua-i Eş’âr, 06 Mil Yz. A 2358, vr. 12b; Doğan Kaya, “Kul Himmet’in Bilinmeyen Deyişleri”, Kul Himmet: Âşık Edebiyatı Araştırmaları, İstanbul 2000, s. 421-432 (12 nolu cönk).
67 Ali Şîr Nevâyî, age, s. 47, 85, 222-224. Mecâlisü’n-Nefâyis’in ikinci meclisinde söz edilen Kabûlî’den, Kefeli Hüseyin tarafından yazılan Râznâme adlı hikâyelerden oluşan eserde de “Fâl-i Monlâ Kabûlî-i Çağatayî” başlığıyla bahsedilmektedir. Kefeli Hüseyin, Râznâme, Çevriyazı ve Tıpkıbasımı Haz. İ. Hakkı Aksoyak, Harvard University, 2004, s. 278-279. Mecâlisü’nNefâyis’in ikinci meclisinde geçen Kabûlî-i Kunduzî ile ilgili bilgiler 06 Mil Yz. A 7078 numaralı Mecmûa-i Eşâr ve Fevâid’de de tekrar edilmektedir (vr. 35a, 36b).
68 Ömer Bayram, Azerbaycan Sahası Tezkireleri ve Seyyid Azîm Şirvânî’nin Tezkiresi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 2005, s. 124-125.
69 TDEA, C. 5, s. 66. Bu şâirle ilgili bilgi için bk. Kılıç, agt, C. II, s. 725-726; Eyduran, agt, C. II, s. 831.