Fariz YILDIRIM

Bingöl Üniversitesi Araştırma Görevlisi

Anahtar Kelimeler: Uyumsuzluk,yabancılaşma,modernizm,yaşam,şiir,Turgut Uyar

Özet

Uyumsuzluk, insan tutum ve davranışlarını anlamlandıran ve yönlendiren kaçınılmaz bir olgudur. Fakat modernleşmeyle birlikte insan, yaşam içerisinde uyumsuzluk dengesini zorlayarak, kendini içinde bulunduğu koşulların yabancısı durumuna düşürür. O, özünde taşıdığı bazı ölçütlerin (insanî değerler) yokluğu nedeniyle tedirgin vc yaşamını yutmaya namzet bu kara delik karşısında gelecek endişesi içindedir. Turgut Uyar'ın şiirlerinde bu şekilde uyumsuzluğun yabancılaşma gibi tehditkâr bir soruna dönüşmesinin izlerine rastlamak mümkündür. O, şiirlerinde her insanın yaşadığı uyumsuzluklarla birlikte modern insanın karşılaştığı en önemli sorunlardan biri olan "yaşamdaki anlamsızlık" sorununa, dolayısıyla da yabancılaşmaya dikkat çekmeye çalışır. Bu çalışmada şairin bu çabası tespit edilmeye ve açıklanmaya çalışılmıştır.

1 Buna yakın olarak Orhan Hançerlioğlu’nun Felsefe Ansiklopedisi’nde “yabancılaşma” kavramı için ”İnsanın insan olmayana dönüşmesi” (Hançerlioğlu 1993: 201) şeklinde bir tanımlama yapılmıştır. Aynı kavram, Psikoloji Sözlüğü’nde şöyle açıklanmıştır: “En genel anlamıyla bir yabancılık veya başkalarından ayrılık, başkalarıyla sıcak ilişkiler yoksunluğu duygusu. Yabancılaşma kişinin kendi benliğine veya benliğinin çeşitli kısımlarına yönelik olabileceği gibi başkalarına yönelik de olabilir” (Budak 2000: 817). Yabancılaşma kavramının sosyolojik açıdan değerlendirmesi ise “bireylerin birbirlerinden ya da belirli bir ortam veya süreçten uzaklaşmaları” (Marshall 1999: 798) şeklindedir. Bu değerlendirmelerin üçünde de “değer yitimi” ortaktır. Bu sonuç, söz konusu değerlendirmelerde insanın yaşam içerisindeki olağan çizgisinde meydana gelen değişimden/ kırılmadan (sözgelimi “insanın insan olmayana dönüşmesi”) çıkarılabilir. Yabancılaşma bu sürecin (değişim ya da kırılma) bireysel ve toplumsal bazdaki bir sonucu gibi görülmüştür.
2 Uyar, askeri memurluk mesleği dolayısıyla 1948-1954 yılları arasında Kars’ın Posof ve Samsun’un Terme ilçelerinde görev yapar.
3 Sadelik ve aleladeliğin en belirgin özelliklerinden biri olarak göze çarptığı Garip şiirinin, bu anlayış doğrultusunda ön plana çıkardığı “küçük adamı”, “yaşamak hakkını mütemadi bir didişmenin sonunda bulan insan”(Korkmaz; Özean 2005: 262) olarak tarif etmek mümkündür.
4 Söz gelimi Kuran-ı Kerim’in Maide suresinin 27-31 ayetleri bu olayı nakleder. Konuyla ilgili kitaplarda aynı olayın İsrailiyatta da geçtiği söylenir.