Bahir SELÇUK

Adıyaman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Anahtar Kelimeler: Zatî,gazel,gördüm,tasavvuf,manevi yolculuk,müşahede

Özet

Ruhanî yolculuk ve bu süreçte yaşanan hâller, mşâhedeler tasavvufta önemli bir yer tutar. Bu kişisel tecrübeler, genellikle sûfî şairlerce, şiir dilinin imkânları çerçevesinde dile getirilmiştir. Sûfî olsun veya olmasın pek çok Divan şairi de, tasavvufî duyuş ve düşünüş çerçevesinde şiirler kaleme almıştır. XVI. yüzyıl şairi Zatî de, manevi bir yükselişi ve müşahede edilenleri "gördüm" redifli bir gazelinde dile getirmiştir. Bu çalışmada, Zatî'nin "gördüm" redifli gazeli, içerik ve yapı yönünden tahlil edilecek, gazelin yapı-anlam örüntüsü üzerinde durulacaktır.

1 Dâne-i hardal/hardal tanesi: Mecazen çok ufak şey (Ayverdi, 2006:1183).
2 “Sühreverdîye göre, seçme ve hareket özgürlüğünü terk etme aşaması, fenâ aşaması; sûfînin kendi iradesi Allah’ın iradesine uyduğu için tamamen özgür hareket ettiği ikinci aşama ise bekâ aşamasıdır. Ölümlü nefs ölümsüz ruhun, maddî olan manevî olanın, insanî olan da ilâhî olanın barınağı olmuştur. Bu aşamadaki sûfî artık mükemmel bir kulluk düzeyine çıkmıştır” (Emiroğlu, 2010:113).
3 Cân gözü, dîde-i cân, kalp gözü, basiret gözü, gönül gözü… şeklinde karşımıza çıkan kavram, insanda gözle görünmeyeni gören, sezen, hisseden manevî güç, uyanıklık, basiret anlamlarına gelmektedir (Ayverdi, 2006: 450).