Edebiyat Tarihi Bağlamında Türk Çocuk Edebiyatı Tarihi Yazımında Karşılaşılan Sorunlar
Nermin YAZICI
Başkent Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü, Öğretim Üyesi, Bağlıca Kampusu, ANKARA
Anahtar Kelimeler: edebiyat tarihi,çocuk edebiyatı,çocuk edebiyatı tarihi,çocuk edebiyatı tarihi yazımı
Özet
Bu çalışmada, edebiyat biliminin en kapsayıcı ve geniş alanını oluşturan edebiyat tarihi ve edebiyat tarihi yazımının Türk edebiyatındaki biçimlenişi, sorunları; görece yeni bir alan olarak tanımlanan çocuk edebiyatı yazımı çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu değerlendirme ekseninde Türk çocuk edebiyatı tarihi yazımında karşılaşılan sorunlar betimlenmeye çalışılacaktır.
1 Bu yaklaşım genel hatlarıyla şu şekildedir: “Batı Avrupa’da ve Amerika’da 19. yüzyılın ortalarında romantik edebiyat teorisine karşı bir tepki başlamış ve Fransa’da Hippolyte Taine Les philosophes francais du XIX siecle (1857) ve Histoire de la littérature anglaise gibi eserlerinde tarihin, sanatın ve edebiyatın tabii ilimlerin metotlarına benzeyen metotlarla incelenmesi gerektiğini ve bütün insan faaliyetlerinin üç önemli sebebe bağlı olduğunu ileri sürmüştür. Bunlar, ırk, çevre ve tarihtir. Sainte Beuve çeşitli yazılarında edebiyatın tarihin ve sosyal kuvvetlerin mahsulü olduğunu iddia etmiştir” (Uysal 1983: 5-9).
2 M. Fuad Köprülü’nün bu konudaki düşüncelerinin yer aldığı ve sıklıkla referans verilen makalesi ilk olarak 1911 yılında yayınlanan “Türk Edebiyatı Tarihinde Usûl” adlı yazısıdır. Bu hususta bkz. Köprülü, (1989: 5-47).
3 Thomas Warton, İngiliz Şiirinin Tarihi (1874-1881); François Granet’in 12 ciltlik Edebi Eserler Üzerine Düşünceler (1736-1740); 1772’de İtalyan, 1795’te Alman, 1822’de Rus, 1828’de Fransız, 1841’de Amerikan, 1845’te İspanyol, 1864’de İngiliz edebiyatı tarihleri yayınlandığı görülür. (Escarpit 1980, aktaran Sağlam 2006: 10).
4 Eski/Klasik/Divân edebiyatımızda şairler ve eserleri hakkında kısa bilgiler veren tezkireler kimi araştırmacılara göre edebiyat tarihi olarak kabul edilseler de tam bir görüş birliği söz konusu değildir; dolayısıyla değerlendirme dışı tutulmuştur. 18. yüzyılda Batı edebiyatında bizim edebiyatımızla ilgili kısa bilgiler veren araştırmalar “G.B. Donado’nun Türk Edebiyatı Üzerine Görüşler’i (Venedik, 1688) ile Toderinin’nin Türk Edebiyatı (Venedik, 1787) adlı eserleri bunlar arasındadır, bu eserler modern anlamda birer edebiyat tarihi olmaktan uzaktır” (Sağlam 2006:11).
5 Bu çerçevede Şeyda Başlı’nın (2010) çalışması anılabilir. Başlı, edebi açıdan neyin “değerli” veya “temsil edici” olduğunun saptanmasıyla ilgili olan kanon inşasının daima kültürel kimlik tanımlarına yönelik politik bir etkinlik olduğunu belirterek (s. 10), Cumhuriyet sonrası eleştirilerde Osmanlı romanlarının ‘aşırı Batılılaşmış züppe tipi’ni merkeze alarak yorumlamasının, yapıtların Osmanlı Batılılaşmasının ‘hata’larını gösteren alegoriler biçiminde okunmasıyla sonuçlandığına (s. 189) dikkat çeker. Osmanlı romanları bağlamında özcü bir yaklaşımla tanımlanan Doğu ile Batı karşıtlığı yerine, edebi kültürlerin etkileşiminden söz edilmesini önererek farklı edebi geleneklerin her birinin uğradığı dönüşüm sonucunda ulaşılan yeni bir anlatı yapısının varlığını (s. 51) ortaya koymaya çalışır.
6 “Özyer’e göre gençlik edebiyatı kavramının tam olarak yerleştiği ülke Almanya’dır ve kavram üzerine tartışmalar hala devam etmektedir. “Örneğin Dahvendorf gibi birçok araştırmacılar gençlik edebiyatının gençlik çağında okunanların tümü diye adlandırırken, bazı araştırmacılar gençlik edebiyatını, belirli ve sınırlı okuma imkanı olan durumdan kurtarıp değişik açıklamalarda bulunmuşlardır. Örneğin Hermut Melzer gençlik edebiyatının üç olasılık içerdiğini söyler. Şöyle ki: 1. Gençler için yazılan edebiyat, 2. Gençler tarafından yazılan edebiyat, 3. Hem gençler, hem de yetişkinler tarafından okunan bazı eserlerin tümü. İsveçli edebiyat bilimcisi G. Klinberg’e göre gençlik edebiyatı kavramı beş olasılık içermektedir: 1. Öncelikle ve özellikle gençliğin zevk aldığı konuları kapsayan eserlerin tümü, 2. Salt gençlik için yazılan edebiyat, 3. Gençler tarafından yazılan edebiyat, 4. Gençler tarafından, yetişkinlerin edebiyatından seçilen metinlerin oluşturduğu edebiyat, 5. Genç kuşağın beğeniyle okuduğu çeşitli metinleri içeren edebiyat türü” (Doğan 2010:112).
7 Yusuf Kâmil Paşa’nın Fenelon’dan yaptığı Telemak (1861) ilk çeviri olarak kabul edilir. Devamında Daniel Defoe’nun Robinson Cruseou Ahmet Lütfi tarafından Hikaye-i Robinson (1864); Jonathan Swift’in Gulliver romanı Mahmud Nedim tarafından Gulliver Nam Müellifin Seyahatnamesi (1872); Jules Verne’in Gizli Ada (1869), Seksen Günde Devrialem (1889), İki Sene Mektep Tatili (1891) Ahmet İhsan Tokgöz çevirisiyle; Merkezi Arza Seyahat (1885), Beş Hafta Balon ile Seyahat (1888) Mehmet Emin çevirisiyle yayınlanmıştır. Ayrıca bu dönemde Şinasi, Recaizade M. E. ve Ahmet Mithat Efendi’nin La Fontaine ve diğer şair, yazarlardan şiir ve düzyazı şeklinde çevirdikleri fabl türünde kısa hikâye ve uyarlamalar vardır.
8 Bu görüşler Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde Emine Kırcı tarafından çalışılan “Türk Dünyası Ninnilerinde Anlam Arka Planı” başlıklı doktora tezinin danışmanlığını yürüten Doç. Dr. Metin Özarslan ile yapılan görüşmeden alınmıştır.
9 1994’te Bekir Onur tarafından kitaplaştırılan “Toplumsal Tarihte Çocuk Sempozyumu 23- 24 Nisan 1993” ve yine Bekir Onur’un Türk Modernleşmesinde Çocuk (2009) adlı kitabı anılabilir.
10 Alfabetik düzenlemeye dayalı genel ansiklopedilerde çocuk edebiyatı maddesi altında çocuk edebiyatı tarihine kısaca değinilmiştir. Örneğin: Agâh Sırrı Levend, (1964), Türk Ansiklopedisi, Cilt XII, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, s. 98-100; Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Devirler, İsimler, Eserler, Terimler (1977), İstanbul: Dergah Yayınları, s. 154-160.
11 Edebiyat tarihlerinde çocuk edebiyatı bölümünün Batı’daki durumunu Cemil Meriç şöyle aktarır: “Batının edebiyat tarihlerinde, çocuk edebiyatı diye bir bölüm yok. 1958’de yayımlanan son büyük edebiyat ansiklopedisinin üçüncü cildi Fransa’ya ayrılmış. Eserin sonunda ‘marjinal edebiyatlar’ bölümü içinde çocuk edebiyatı da yer almış” (Meriç 1987:7). 12 Bu çalışmalar şunlardır: (Memişoğlu 1955), (Tanık 1958), (Norman 1959), (Kurdoğlu 1962), (Baran, 1963). Geniş bilgi için bkz. (Gürel-Şimşek 2005).
13 1980 sonrası yapılan diğer akademik çalışmalara örnek olarak şunları sayılabilir: (Gültekin 1987), (Gönen 1988), (Baral 1989), (Erdoğan1989), (Karnal 1989), (Öncül 1989)
14 Durum hikâyelerinde kullanılan bir diğer alt başlık “atmosfer” hikâyeleridir. Dolayısıyla burada kavramların yanlış kullanılması bir tarafa terminoloji konusunda büyük eksiklik göze çarpmaktadır.
15 Bu bilgiler yazılı Türk çocuk edebiyatı öncesinde sözlü kültürde yer alan kimi türleri ve örneklere (tekerleme, masal, efsane, bilmece, destan, Nasreddin Hoca fıkraları, Köroğlu, Dede Korkut Hikayeleri, Battal Gazi) sadece değinilmektedir. Klasik edebiyatta yer alan Nâbî’nin Hayriye’si (1701); Sümbülzâde Vehbî’nin Lütfiye’si (1791); Kayserili Dr. Rüştü tarafından yazılan ve ilk Türk alfabesi olarak kabul edilen Nuhbetül-Etfal (1852) ve 1869’da çıkan ilk çocuk dergisi Mümeyyiz’in adı geçmektedir.