Şaduman HALICI

Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, ESKİŞEHİR,

Anahtar Kelimeler: Atatürk,İsmail Müştak Mayakon,musiki,Naciye Toros,Yıldız Uçman,Perihan Eldeniz,Saim Ali Dilemre,Saadettin Kaynak

Özet

Atatürk'ün sofrası; devlet adamlarının, bilim insanlarının ve sanatçıların bir araya geldikleri, ülke ve dünya sorunlarını, bilimsel konuları tartıştıkları akademik bir ortamdır. Bu ortamlarda Atatürk, katılımcıların düşüncelerini dinledikten sonra, kendi görüşlerini de katarak konuşulanlardan bir senteze gitmiştir. Çoğu kez Atatürk'ün sofrasında bulunan İsmail Müştak Mayakon bu tartışmaları kayda geçirmiştir. Bu notlardan biri de 2/3 Ekim 1937 Pazar gecesi Park Oteli'nde tutulmuştur. "Bir Gecenin Hatırası" başlığını taşımaktadır. Dönemin kadın havacılarından Naciye Toros, Yıldız Uçman, Perihan Eldeniz, Saim Ali Dilemre ve Saadettin Kaynak'ın musiki hakkındaki görüşlerine Atatürk'ün verdiği yanıtları içeren bu notlarda Atatürk'ün sanata ve musikiye bakışının yanı sıra, insan zekâsına verdiği değeri de bulmak olasıdır.

1 İsmail Müştak Mayakon (1882-1938); Yenişehir (Teselya)’de doğdu. Halep İdadisi’nde orta ve lise öğrenimini tamamladı. Temmuz 1901’de Mülkiye’nin yüksek kısmından mezun oldu. Aynı yıl Dahiliye Nezareti Mektubî Kalemi’ne atanarak devlet hizmetine girdi. 1902’de Yıldız Sarayı 3. Katipliğine, 1908’de Meclis-i Âyan Umûmî Kâtipliği’ne, Ocak 1911’de Bâbıâli Sadrazamlık Mektupçuluğu’na, Eylül 1911’de ikinci kez Âyan Meclisi Umûmî Katipliği’ne atandı. I. Damat Ferit Hükümeti’nce bu görevinden 1919’da azledildi. Temmuz 1919’da tutuklandı; beş ay Bekirağa Bölüğü’nde tutuklu kaldıktan sonra Malta’ya sürüldü. TBMM Hükümeti’nin girişimleriyle serbest bırakıldı. Temmuz 1922’de İstanbul’a geldi. Kısa bir süre ticaretle uğraştıktan sonra gazeteciliğe başladı. Atatürk’ün isteği üzerine V. Dönem’de TBMM’ye Siirt Mebusu olarak katıldı. Edebiyat, tarih, hukuk ve 1933’ten sonra da dil meseleleriyle yakından ilgilendi. Ağustos 1938’de rahatsızlandı; tedavi için gittiği Paris’te 19 Ekim 1938’de yaşamdan ayrıldı. Cenazesi İstanbul’a getirilerek Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. Bkz. Mücellidoğlu Ali Çankaya, Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler, C. III, Ankara: Mars Matbaası, 1968-1969, s. 877-879.
2 Naciye Toros (1914-?):Türk Hava Kurumu’na bağlı olarak kurulan Türkkuşu örgütünün kadın pilotlarından. İstanbul’da doğdu. 1931’de Çapa Kız Öğretmen Okulu’nu bitirdi. Eskişehir Arifiye İlkokulu, İstanbul Çubuklu ve Dikilitaş İlkokullarında öğretmenlik yaptı. 3 Mayıs 1936’da İstanbul Üniversitesi bünyesinde açılan plânör kurslarına katıldı. Kursta başarı gösteren arkadaşları ile birlikte İnönü Yüksek Yelken Uçuşu Kampı’na katıldı. 1941’de Türk Kuşu öğretmenlerinden Müeyyet Tekyeli ile evlendi. 1942’de oğlu Münci’nin doğumu üzerine uçuculuğu bıraktı. Modelcilik kısmı şefi oldu. 1944’te kızı Neda’nın doğumu üzerine Türk Hava Kurumu’ndan ayrıldı. Bkz. Fikret Arıt, Havalarda İlk Türk Kadınları, İstanbul: Baha Matbaası, 1967, s. 46,55.
3 Yıldız Uçman: İlk Türk kadın paraşütçüsü. İzmir’de dünyaya geldi. En büyük zevki Gaziemir’de evlerinin üzerinden sürekli geçiş yapan uçakları seyretmekti. Ortaokula devam ettiği yıllarda eline geçen bir yabancı dergide uçuş kıyafetli bir kadın fotoğrafı görerek kadınların da havacı olabildiğini öğrendi. Güzelyalı’daki Havaüssü Komutanı Şefik Çakmak’a başvurarak havacı olmak istediyse de askeri okullara kız öğrenci alınmadığı gerekçesi ile isteği olumlu yanıt bulmadı. Sivil havacı yetiştirmek için Ankara’da Türk Hava Kurumu’na bağlı olarak Türk Kuşu adında bir okul açıldığını öğrenince 1935 yılında Ankara’ya geldi, bu okula kaydoldu. Sabiha Gökçen ve yedi erkek arkadaşı eğitim görmek için Temmuz başında Rusya’ya gönderildikleri için okulun tek kız öğrencisi oldu. Rus havacılık uzmanları Anohin ve Romanof’ün cesaretlendirmeleri ile paraşütle atlama derslerine başladı. Plânör kurslarına katıldı. Başarı göstermesi üzerine 11 Temmuz 1936’da İnönü Yüksek Yelken Uçuşu Kampı’na alındı. Burada gösterdiği başarı dolayısıyla 9 Temmuz 1937’de turizm pilotu yetiştirmek amacı ile Türk Kuşu’na bağlı olarak Etimesgut’ta açılan Ankara Uçuş Kampı’nda uçak eğitimine başladı. Bkz. F. Arıt, a.g.e., s. 37-41.
4 Naci Eldeniz (1875-1948): Manastır’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 1893 yılında Harp Okulu’ndan teğmen olarak mezun oldu. Ordu içinde çeşitli görevlerde bulundu. 1915-17 yılları arasında tümen komutanı yetkisi ile 3. Ordu Öğretim Kurulu Başkanlığı, 1917-18 yıllarında 3. Ordu Depo Kıtaları Müfettişliği yaptı. 1918-20’de şehzadelere askerlik öğretmenliği ve padişah yaverliği yaptı. Harp Okulu’nda Mustafa Kemal’in tarih öğretmeniydi. 25 Ağustos 1921’de Kurtuluş Savaşı’na katılmak için Anadolu’ya geçti ve Askeri Okullar Müfettişliğine atandı. Şeyh Sait İsyanında yararlı etkinlikler gösterdi. General rütbesini taşıdığı 1928’de isteği ile emekli oldu. 1927-1931 yılları arasında Cebelibereket, 1935-1943 yılları arasında da Seyhan milletvekilliği yaptı. 20 Mart 1948’de Ankara’da yaşamdan ayrıldı. Bkz. Kâzım Öztürk, Türk Parlamento Tarihi-TBMM III. Dönem, Ankara: TBMM Vakfı Yayınları, 1995, s. 168-169.
5 Perihan Eldeniz (Arıburun); İstanbul Senatörü ve Cumhuriyet Senatosu Başkanı Emekli Org. Tekin Arıburun ile evli ve XI. Dönem İzmir Milletvekili.
6 Prof. Dr. Saim Ali Dilemre (1880-1954): İstanbul’da doğdu. Öğrenimini burada tamamladı. 1903’te Askerî Tıbbiye’den mezun oldu. 1908’de Almanya’ya gönderildi. Giessen Üniversitesi’nde patoloji dalında ihtisas yaptı. Yurda dönünce İstanbul Darülfünunu Tıp Fakültesi’nde patoloji asistanlığını üstlendi. Profesörlüğe yükseldikten sonra on beş yıl morg müdürlüğü yaptı. Türk Antropoloji Mecmuası’nda dilbilgisi üstüne Türkçe ve Fransızca yazılar yazdı. Türkçenin başka dillerle ilişkisi, tıp terimlerinin Türkçeleştirilmesi gibi konulara eğildi. Dil üzerindeki bu çalışmaları dolayısıyla Atatürk tarafından kendisine “Dilemre” soyadı verildi. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde 1935-1940 yılları arasında dil bilgisi dersleri okuttu. TBMM’ye Erzurum (1935-1939) ve Rize (1939-1943) milletvekili olarak katıldı. Türk Dil Kurumu üyesi olan Dilemre, burada Arapça Kelimelere Türkçe Karşılıklar Kılavuzu Çalışma Kolu, Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu. Lengüistik Kolu Başkanlığı yaptı. Hekimlik alanında verdiği eserler dışında dil üzerine de pek çok yazı kaleme aldı. 14 Şubat 1954’te yaşamdan ayrıldı. Bkz. İhsan Güneş, Türk Parlamento Tarihi-TBMM V. Dönem (1935-1939), C. II, Ankara: TBMM Vakfı Yayınları, 2001, s. 261-262; Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi, C. 3, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, 2003, s. 174; Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, C. 2, İstanbul: Dergâh yayınları, 1977, s. 310.
7 Saadeddin Kaynak (1895-1961): İstanbul’da doğdu. Hâfız Saadeddin Bey olarak tanındı. İlâhiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Balkan Savaşı’nın çıktığı yıllarda (1912), “İlâhiyat Zabiti” olarak askerlik görevini yapmak üzere Diyarbakır’a gönderildi. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra,o yıllarda adını duyurmuş bir sanatkâr olarak birkaç kez Çankaya Köşkü’ne çağrıldı. 1926 yılında plâk doldurmak üzere Berlin’e, çeşitli tarihlerde Viyana, Paris ve Milano’ya gitti. 1953’te Sultanahmet Câmii ikinci imamlığına atandı. Son yıllarını Kadıköy Koşuyolu’nda bulunan iki katlı evinde hasta olarak geçirdi. 3 Şubat 1961’de yaşamdan ayrıldı. Bkz. http://mechulsovalye.sitemynet.com/saadettinkaynak/skaynakkimdir. (Haz.Tâhir Aydoğdu)
8 Türk Dil Kurumu Arşivi, “Atatürk’ten Anılar, İsmail Müştak Mayakon”, Yurt İçi-Yurt Dışı Şube Müdürlüğü, Dosya No: 100; Ayrıca bkz. APK Şube Müdürlüğü, Dosya No: 144.
9 Daktilo edilmiş metinde “name” ya da “nâme” şeklinde yazılmıştır.
10 Daktilo edilmiş metinde “yedi” şeklinde yazılmıştır. Muhtemelen “yeni” olmalıdır.